Bu yazıyı yazmama sebep, 13 yaşındaki Aleyna Zafer’in öyküsü oldu. Çocuğumuz sormuş; Çantada Ne Var?
Evet, çantalarımızda ne var acaba, ya da ne kaldı çantalarımızda?
Önce okuyup, düşünüp cevabı öyle vermek daha iyi geldi bana. Özellikle de bu yaşta bir çocuğun sorgulamasında yer almanın önemi ve bilinciyle!
***
ÇANTADA NE VAR?
Bir zamanlar, önlerinde ve arkalarında birer çanta taşıyan üç adam yolculuk yapıyordu. Yolda ilk adama çantalarda ne olduğunu sordular. Adamın cevabı şöyle oldu: “Bütün arkadaşlarımın iyiliklerini arkamdaki çantaya koydum. Sonuçta onları göremiyorum ve kolayca unutabiliyorum. Önümdeki çantada ise başıma gelen bütün kötü şeyleri taşıyorum. Yürürken sık sık durup onları çıkarıyorum ve onlara çeşitli açılardan bakıyorum. Üzerinde yoğunlaşıp, bütün duygu ve düşüncelerimi onlara yöneltiyorum. ”Bu adam sık sık başına gelen kötü ve talihsiz şeylere bakıp düşündüğü için yolda fazla ilerleme kat edemiyordu.
İkinci adam, kendisine o iki çantada ne taşıdığı sorulduğunda şu cevabı verdi: “İlk çantada, yaptığım bütün iyilikleri taşıyorum, onları önümde tutuyor ve başkalarının da görebilmesi için sürekli çıkarıp gösteriyorum. Arkamdaki çantada ise hatalarım ve kötü işlerim var. Nereye gidersem gideyim, onları da yanımda götürüyorum. Çok ağır oldukları için beni yavaşlatıyorlar ama onlardan bir türlü kurtulamıyorum.”
Üçüncü adama da taşıdığı iki torba soruldu. O ise şöyle dedi: “İlk çanta, insanlar hakkında iyi düşüncelerle, onların yaptığı güzel şeylerle ve benim yaptığım iyiliklerle dolu. Oldukça büyük bir çanta ve ağzına kadar dolu ama ağır değil. Onun ağırlığı, bir tüyün ağırlığı kadar bir şey. Yük değil aksine benim hareketlerimi kolaylaştırıyor. Başkaları hakkında duyduğum kötü şeyleri ve kendim hakkında kapıldığım kötü düşünceleri o çantaya koyuyorum. Ama bakın, boş! Çünkü dibinde büyük bir delik açtım. Delikten düşüp gittikleri için sonsuza kadar kurtuluyorum onlardan. Yolculuğumu güçleştirecek ağırlıklardan da kurtulmuş oluyorum ve hedeflediğim yere daha kolay ulaşıyorum.”
Sahi siz çantanızda neler taşıyorsunuz? Çantanızdaki değerlerden hangilerini önünüze ya da arkanıza alıp ara ara onlarla yüzleşiyorsunuz…
***
Şimdi bu soruların yanıtını vermek daha kolay olacak galiba!
Ama yanıt ne kadar olumlu ya da olumsuz, buna vicdanlar cevap verebilir ancak. Çünkü, toplumların tarih boyunca büyük bedeller ödeyerek ortaya çıkardığı değerler, kimi menfaatler uğruna dünyanın her yerinde bazı iktidarlarca heba ediliyor. Güven zedeleniyor, umutlar kırılıyor, çözümsüzlük her geçen gün dahada artıyor. Her iktidar kendine göre ahlak, vicdan, doğruluk, insana dair tüm erdemleri temsil ettiğini iddia ediyor. Kendi gibi düşünmeyenlere yaşam hakkı tanımadığı gibi, ötekileştirip yok sayıyor!.En tehlikelisi de, bu yetki altında her türlü ahlaksızlık,hırsızlık, vicdansızlık yaşanıyor, yaşatılıyor! Normalmiş gibi gösteriliyor!
.
Maalesef günümüzde değerler gün be gün eriyip yok ediliyor!
Çoğu zaman da bu kadar da kötümser olmamak lazım diye düşünüyorum. Daha 13 yaşında bir çocuk bu değerlerin farkındaysa, umut her geçen gün daha da büyüyor demektir.
Yani, kendimizle yüzleşmekle, vicdan ve mantık çantalarımızı açarak içinde ne var, ne kaldı incelemek ile başlayabiliriz!Aydınlığa, uygarlığa, adalete giden yoldaki engelleri aşabilecek, umutlarımızı diri tutacak, geleceğe ışık saçarak, insana dair tüm erdemleri geleceğe taşıyacak yüz binlerce, milyonlarca Atatürkçü yürek var ülkemizde!. O yürekler ki, çantalarında insanlığın en yüce erdemlerini taşıyorlar ve topluma yaymak için var güçleriyle çalışıyorlar! O yürekler ki, bizi biz yapan tüm değerleri temsil ediyor.
Evet insanlar öncelikle çantasındaki değerlerine sahip çıkıp koruyarak, yayarak ve uygulayarak kendi vicdanında bu değerleri büyütüyor. Yüreklerde yeşerip ülkeyi kaplıyor…
Şimdi çantalarımızda ne var, ne kaldı düşünebiliriz.