Ah güzel vatanım ah!
Bu hallere nasıl düştün?
Ne saygınlığın kaldı ne itibarın, ne ciddiyetin kaldı ne adaletin!
Dünyanın gözünde “rüsva” oldun da ne yazık ki yapanların umurunda değil!
Hiç kimsenin ne bilimsel ne de turistik amaçlarla, ne yatırım ne de iş amacıyla gelmek istemediği, olası planlarını iptal ettirdikleri bir ülke haline geldiğimizden neden hala birileri habersizmiş gibi davranıyor?
Ne bu körlük, ne bu cehalet?
Nerden çıktı bu demesin kimse!
Neden gelsinler ki? Tüm komşularına, dünya ülkelerine, insanlığa öfke, nefret düşmanlık kusan bir ülkeye kim gelir?
Savaş çığlıkları atılan, ilim-bilim yok sayılan, yobazlığın sokaklara taştığı bir ülkede kim gelip bilim konuşur, kültür konuşur, tatil yapmak ister?
Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin, çocuk istismarlarının yaşandığı, dinin çıkar için her makamda çıkarlar doğrultusunda farklı farklı yorumlandığı, dini bilerek istismar edenlerin Allahtan hiç korkmadığı, hapishaneleri ağzına kadar dolu, gazetecilerinin, düşünenlerin kelepçeli, akademisyenlerinin “terörist” ilan edildiği, adaletsizliğin, hukuksuzluğun şahsa özel hale getirildiği bir ülkeye kim gelir de bilimden konuşur, iş yapar, yatırım yapar ya da tatil yapar?
Kim gelir de şanlı tarihi ve kültürü yok edilerek, Araplaştırılmaya çalışılan ülkenin yobazlık kokan kültürel dokusunun içinde gezinir?
İşsizlik nedeniyle 45 kişinin intihar ettiği, 1620 emekçinin iş cinayetlerine kurban gittiği, ülkede 45 milyonun yoksulluk sınırında yaşadığı, işsizliğin her eve uğradığı, üniversite mezunu gençlerin hala ana-baba harçlığı ile geçindiği bir ülkede okulu kapandığı için öğrenimi yarım kalan, yolu olmadığı için okuluna gidemeyen,atanamadığı için intihar eden, çekini senedini ödeyemediği için işyeri kapandığından dolayı ölümü seçen, yandaşların, akrabaların, hısımların torpillerle beşer onar maaş almasına isyaneden, siftah bile yapamayan, asgari ücretle yaşam savaşı veren, banka borcunuödeyemeyen, işsizlikten bunalıma giren, üç kuruşa talim eden, geçim derdinedayanamayıp ruh sağlığı tehlikeye giren halkın, YETER ARTIK RÜSVA ETME ÜLKEMİZİ deme hakkı yok mu?
Hiç gitmeyeceklermiş gibi bağırıp çağırıp ülkenin geleceği ile ilgili talan politikalarını kendilerince halka yutturmaya çalışanlar, esas kendilerinin hem ülkelerinde hem de dünyada nasıl rezil rüsva olduklarından hiç mi haberleri yok?
Şimdi Ahmet Arif okuyup, yazıya son verme zamanı!
Duyuyor musun?
Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip...
Nerede olursan ol,
İçerde, dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne - üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile, Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Anlıyor musun ?
Anadolu/Ahmet Arif
*rüsva: ayıplanacak durumda olan, rezil.