Bugun...


Sema TUNCEL

facebook-paylas
BİR ÇOCUKTAN YETİŞKİNLERE SEVGİ DERSİ! 2,2,2020
Tarih: 02-02-2020 11:54:00 Güncelleme: 02-02-2020 11:54:00


 

 

12 yaşında bir çocuğumuzdan hepimize SEVGİ dersi!

 Üşenmeyin, okuyun lütfen!

Pek çoğunuzun uzun yazı sevmediğinizi ve belki bu nedenle okumayacağınızı bildiğim için çok kısalttım yazıyı. Umarım yanılırım ama “geleceğimiz, yarınlarımız” dediğimiz çocukları tanımak için onları dinlemek, okumak şart.Onları başka türlü nasıl anlar,nasıl mutlu edebiliriz? Nasıl mutlu nesiller yetiştirebiliriz?

Yapılan araştırmalar da yeni nesil çocukların daha içine kapanık olduğunu, mutsuz olduklarını ortaya çıkarırken, uzmanlar bunun sebebinin toplumsal sorunlar, sevgi eksikliği, ailelerin çocuklarına karşı tutumlarından kaynaklandığını belirtiyor.

 

Sevginin, güvenin çocuklar üstündeki önemini ve nasıl sağlanması gerektiğini bir tek benim, bizlerin bilmesi yetmiyor.Bu hepimizin bilmesi ve üstesinden gelmemiz gereken bir meseledir. İşte sonuç:ülkece durumumuz ortada!

Oturma odamızdaki medyaya bir göz atmamız bile yeterli! Günümüzde bir televizyon programında sıradan bir ev kadını bir masayı deviriyor ya da bardağını fırlatıp atıyor. Birbirinin kuyusunu kazan, arkadan işler çeviren, aldatmaya çalışan aile bireyleri, kadına şiddet, çocuğa şiddet, baskı ile güç ile iktidar sağlama, bağırıp çağıran politikacılar, birbirlerini suçlayan hatta canlı yayında öfke krizleri geçiren konuşmacılar ile dolu medya! Bu hırçınlıklar, sevgisizlikleroturma odamızda çocuklarımızın gözleri önünde oluyor!

Çocuklar mı? Her şeyin farkında ve her geçen gün daha da mutsuz oluyor! Biz yetişkinlerden “seni görüyorum, seni duyuyorum, seni anlıyorum” sözcüklerini bekliyorlar, güven ve sevgi arıyorlar.


Çocuğunuz, torununuz, kısaca çocuklarımız mutsuz,  çok sitemli! Lütfen çocuk deyip geçmeyin bakın bizlerden ne bekliyorlar?  Okuyalım mı?

 

***
"...Bir gün eve gidip açtım televizyonu.Spiker,yüzündeki o soluk ifadeyle anlatıyordu haberleri.Sonra şunu fark ettim,bu haberlerin arasında tek bir tane yüz güldürecek,iç açacak, mutlu duyuru yoktu.Hep aynı başlıklar: ‘’Adam karısını dövdü! Savaşta şehitlerimiz var! İntihar, taciz, zam! Peki neden hiç iyi haber yok?


Bunu söylediğimde gülecek veya şaşıracaksınız. Ne yazık ki, dünyada sevgi yok. İnsanları rahatlatan, bizleri biz yapan, asıl ahlakı oluşturan şey yok. Eksik! Diyeceksiniz ki nasıl yok? Ben annemi,babamı seviyorum.Arkadaşlarıma saygı duyuyorum. Ama bunlar sevginin sınırı değildir, olamaz zaten! Sevginin sınırı yoktur. Bir tek aile sevgisinden ibaret değildir bu. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, doğa sevgisi... Mühim olan bunlarla yaşayabilmektir. İnsanın kalbini sıcak bir mutlulukla doldurmaktır sevgi.

 

Bir insan, sevildiğini bilirse sever. Sevgi yayar. Sevgi bulaşıcıdır. Bir virüs gibi. Ama tatlı, zarar vermeyen bir virüs... Hayattaki en kolay şeydir. İnsanlara zor gelen şey ise sevmeyi bilmektir.

 

Bir insanı içten içe sevebilirsin. Ama bunu göstermeyi de bilmelisin. İnsan severse ifade gücü de güçlenir. Çünkü o zaman sevdiğini ifade etmeyi bilir. Ağzından güzel kelimeler dökülür, söyledikçe de bunlara alışır. Kim istemez herkes tarafından sevilmeyi? O zaman hiç suç veya cinayet işlenir mi? Hatta haberlerde ‘’ölüm’’ manşetleri yerine ‘’yardımlaşma’’ manşetleri yer alır. İnsanlar haberleri izlerken soğuk ve karamsar bir ifadeye bürünmez. Televizyondaki güzel haberler mutluluk saçar evdekilere. İş yorgunluğunu unutturur, sevginin değerini yararlarını anımsatır onlara. Herkes birbirine yardım eder, yemek getirir, kötü günde dermanı olur...

 

Bir analiz edin kendinizi. Siz sevmeyi ve bunu yaymayı biliyor musunuz? Yeni açmış kırmızı bir gül gibi etrafınıza mis gibi koku yayıp, diğer güllerin de açmasını sağlıyor musunuz?”

***

Sevgiyle kalın, esen kalın



Bu yazı 8878 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR