Türkiye’de çocukları bile böldüler!

Sormazlar mı insana;

Bu vebalden nasıl kurtulacaksınız?

Bu bölünmenin bedelini nasıl ödeyeceksiniz?

Bu farklı düzeylerde yetişen çocukların gelecekle ilgili avantaj ve dezavantajlarını nasıl dengeleyeceksiniz?

Çocuklar arasında oluşturduğunuz bu ayrılıkçı tutumun bedelini yine analar-babalar, yurttaşlar mı ödeyecek?

Bir nesli kaybettiniz, ya da hiç ettiniz, farkında mısınız?

Boş sorular sorduğumun farkındayım!

Amaç zaten buydu, değil mi?

Cahil ama itaatkar, kafasının içi boş ama gericilikle, yalanlarla doldurulabilir, kindar ve dindar nesillere anlat dur “uçan Türkiye’nin patlak yalan balonlarının nasıl uçar gösterildiğini!”

Bence onlar bile ikna olmayacak artık!

Bunları biz demiyoruz sadece!

Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı “Eğitim Kalitesi 2018” raporuna göre, Türkiye 137 ülke arasında 99. oldu.  İsviçre'nin ilk, Yemen'in son sırada yer aldığı listede, Katar, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan gibi ülkeler Türkiye’nin önünde sıralandı.

OECD’nin, ‘COVID-19 Salgınında Eğitim’ çalışması yayınlandı. Türkiye, 77 ülkenin yer aldığı “eğitim ve ödev için kullanabileceği bilgisayarı olan öğrenciler” sıralamasında 64’üncü oldu.

Rapor, Türkiye’deki fırsat eşitsizliğinin eğitime etkisini ortaya koydu. Ülkelerin, okul çalışmaları için kullanabileceği bir bilgisayarı olan öğrencilere göre sıralandığı listede de Türkiye, OECD ortalamasında sınıfta kaldı.

Türkiye, OECD’nin, 137 ülkenin eğitim kalitesine göre sıralandığı listede 99’uncu sırada yer aldı. Pakistan ve Endonezya’nın gerisinde kalan Türkiye’nin kalite notu 7 üzerinden 3.1 oldu.

Diyelim ki bunlar yalan, hepsi yalan, hasetlik, karalama amaçlı söylenmiş olsun, Dünya bizi kıskanıyor ve palavralarla ülkemizi karalıyor olsun!

Ya meşhur TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre “Türkiye’de hanelerde masaüstü bilgisayar bulunma oranı, yüzde 17,6; taşınabilir bilgisayar bulunma oranı yüzde 37,9; tablet bulunma oranı yüzde 26,7; cep telefonu bulunma oranı ise yüzde 98,7” dersek? ve hatta, Tokat’ın bir köyünde yaşayan 4.,6. ve 7. sınıfa giden üç kardeş cep telefonu olan hane verisine dahil. Evlerinde, bilgisayar ya da tabletleri yok. EBA TV’deki gerçeğine ne diyeceğiz?

Yine TUİK’in  Hanehalkı Tüketim Harcaması 2017’ye göre, eğitim harcamalarının (okula gidiş geliş masrafları, özel okul, özel ders, etüd, yaz okulu, üniversite harcı ücreti vs.) sadece yüzde 2,8’ini gelirden en az pay alan yüzde 20’lik dilimdekiler yaparken, yüzde 63,6’sını en yüksek pay alan yüzde 20’lik dilimdekiler yaptı. Yani eğitim harcamalarında yoksul ve zengin kesim arasında yaklaşık 23 kat fark var.

2020 Aralığında ise bu fark 30’u geçti!

Yaklaşık 4 milyon öğrenci bu süreçte EBA'ya giriş dahi yapamamıştır.

Yine, TÜİK Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre, ülkemizde yaklaşık her 10 haneden birinde internet bağlantısı bulunmamaktadır. Bilgisayar ve tablet bulunma oranları ise oldukça düşüktür!

Türkiye'de bilgisayarı, interneti, tableti hatta televizyonu bile olmayan on binlerce ev bulunuyor. Bu evlerde yaşayan öğrenciler, uzaktan eğitime geçişle birlikte çevrimiçi derslere giremiyor ve en temel haklardan biri olan eğitimden mahrum kalıyor.

Hatırlayalım lütfen, çok yakın zamanda internetsiz ev kalmayacak, tableti olmayan her çocuğa tablet dağıtılacak diye TV’ler de saatlerce bu müjdeleri dinlemiştik ama ne oldu?

12 Ekim itibariyle İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından öğrencilere dağıtılacağı söylenen tabletlerin Aralık 2020 de bile henüz öğrencilere dağıtılmaması, Bakanlığın bugüne kadar sadece 150.000 tablet vermesine rağmen ülkede 4 milyondan fazla çocuk uzaktan*yakından ders yapamıyor!

Hadi dönelim başa!

Bu adaletsiz, eşitlikle alakası olmayan durum 10 sene içinde nasıl bir yurttaş profili, nasıl bir bölünmüşlük, nasıl bir sosyal adaletsizlik yaratacaktır, farkında mısınız?

Keşke çocuklar itibarınızın bir parçası olsaydı da onların geleceği, donanımlı bireyler olması ve fırsat eşitlikleri konusundaki çabanızdan, yatırımlarınızdan tasarruf etmemenizi anlasaydık!