Bugun...


Sema TUNCEL

facebook-paylas
13 yaşındaki çocuktan corona mektubu! 07-02-2021
Tarih: 07-02-2021 12:31:00 Güncelleme: 07-02-2021 12:31:00


Çocuklarda kaygıyı en çok arttırabilecek şeylerden birisi belirsizliktir. Belirsizlik olduğunda boşlukları kendi zihninde olabilecek en kötü senaryolarla doldurabilirler. Koronavirüs salgınıyla beraber ortaya çıkan belirsizlik durumundan, panik ve kaygı havasından çocuklar çok etkileniyor.

 

Ailelerin öncelikle kendi korku ve kaygılarını kontrol altına alması gerektiğini belirten uzmanlar, her çocuğun kaygı düzeyi ve stresle baş etme becerileri birbirinden farklı olduğundan bazı çocuklar sürekli salgın hakkında konuşmak isteyebilir, bazıları ise hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı tercih edebilir.

 

Sürekli korona virüs hakkında konuşmak isteyen çocuklarla bir süre bu konuyu konuşarak daha sonra dikkatini dağıtmak gerekirken, hastalığı ve korunmak için yapmamız gerekenleri duymak istemeyen çocuklara birlikte oyun oynarken veya bir aktivite sırasında bilgi vermek gerekebilir.

 

Uzmanlar, çocukların koronavirüsle ilgili sorularının mutlaka onların anlayacağı seviyede yanıtlanması gerektiğini vurguluyor. 

 

Ama bu nasıl mümkün olabilir ki?

TV kanallarında salgın haberleri, uyarıları, yakınların vefatları, en başta da yaklaşık bir senedir kapalı olan ve ne zaman açılacağı hala belirsiz okullar, arkadaşsız, sokağa çıkmaları bile saatlerle kısıtlanmış çocuklar nasıl sakin kaygıdan uzak tutacağız bilmek de, uzmanların önerilerini uygulamak da hiç kolay değil!

 

Aşağıda eklediğim mektup hepimize olsun, küçük bir kızın duyguların, endişelerinin ve umutla bekleyişinin satırlarla bizlere dokunuşu olsun!

 

Merhaba. Nasılsınız? Pardon, yanlış soru. “Sağlıklı mısınız?” olacaktı.

Niye böyle karşıladığımı soracaksınız sizi değil mi? Biraz sonra anlayacaksınız, merak etmeyin.

 

“Ben Selin, on üç yaşındayım. Arkadaşlarımla oynamayı seven, piyano çalan, derslerime çalışan bir kızım. Ailemle beraber üç kişiyiz ve de çok mutluyuz.” Bunu söylemeyi çok isterdim fakat söyleyemem çünkü bu söylediklerimin tam tersi durumdayım. Evet, adım Selin ve on üç yaşındayım ama ne okula gidebiliyorum, ne arkadaşlarımla oynayabiliyorum, ne piyano çalabiliyorum, ne de düzenli ders çalışabiliyorum. Peki tüm bunlara neden olan nedir? Denizanasına benzeyen, top şeklinde, tatlı mı tatlı ama çok da çabuk yayılabilen, hatta yaşlıları ve kronik hastalığı olanları öldüren “Coronavirüs” adlı bir canlı ve bu canlı şu an tüm dünyada tanınıyor, bu canlının da emrinden kimse çıkamıyor, kimse. Sanırım şimdi şaşırdınız öyle değil mi? Ne kastettiğim konusunda da sorularınız var galiba? . . . O zaman anlatmaya devam.

 

Kendi küçük ama büyük kayıplara neden olan Coronavirüs, diğer adıyla Covid-19, insanları evlerine hapsetti ve imparatorluk dönemindeymişiz gibi özgürlüğümüze el koydu; Mesela dışarı maske ile çıkmak, kısıtlı saatler diliminde ihtiyaçlarımızı gidermek, arkadaşlarımızla dışarıda buluşamamak veya sohbet edememek bunlardan sadece birkaçı. Hepsini bir anda söylesem ağzınız açık öylece kalırsınız...

 

Bütün bu olanların, tatile gitmeye hazırlanır gibi yavaş yavaş değil, beklenmedik bir anda gerçekleşmesi , bizlerin tehlikeli bir dünyada savaşçılar gibi zırhlarımızı sürekli elimizde tutmamızı zorunlu kıldı.

 

Bugünlerde tutsağız ama elbette çok yakında özgürlüğümüze kavuşacağız...”

 

Tanrım tüm çocuklarımızı korusun…

 



Bu yazı 4666 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI