Kulağa garip geliyor değil mi? Bence de garip ama düşününce gerekliliği baskın çıkıyor.
Özellikle günümüzdeki sahtekarlıkları, kişilik bozukluğu ile cebelleşen kişilerin kendilerini farklı tanıtmalarını engeller. Eskiden olsa, kimdir nedir necidir, sülalesi kim, borcu var mı, sabıkası var mı, sağlık durumu nedir, adli süren davaları var mı, eğitim durumu, soy ağacı, gerçek kimliği, medeni durumu ve öncesi, çocukları var mı yok mu, hangi kuruma bağlı çalışıyor, sigortasından güvenlik belgelerine kadar her şey araştırılmak için bir sürü kaynağa baş vurulurdu! Yani halk arasında kız/erkek evlenmeye kalkan kişi ve aileleri hakkında yapılan her türlü araştırma artık bir web sayfasına yazacağınız şifre ile önünüze seriliyor.
Neyse ki E-devlet şifresi ile yapılan online işlemler sayesinde, eski sistemde gerekli kuruma/kişilere giderek yaptığımız işlemler/sorgulamalar dönemi geride kaldı.. E-devlet uygulaması ile ulaşabilirlik, şeffaflık, çift yönlü etkileşim sağlandı ve hayat oldukça kolaylaştı.
Tabi benim bildiğim kadarıyla böyle bir istek yok evlenmeye kalkan çiftler arasında ama bir aile kızını istemeye gelen damat adayına, “Oğlum E-Devlet şifreni ver de seni tanıyalım” derse ne olur? Hiç düşündünüz mü?
Kanımca, kendinden emin, dürüst, yalansız içtenlikle evlenmeye kalkan bireyler bunu tereddütsüz verir. Çünkü evlendiği an zaten eşi de o sayfada yer alacaktır. Neden vermesin ki?
Ama bir de nüfus cüzdanını, gerçek kimliğini bile saklayanlar var ki, aman aman bunlardan uzak durmanın yollarını iyi bilmeli. Başkasının eline muhtaçken trilyonlardan bahsedenler, üç kuruşu bir araya getirmeden ha bire balon vaatlerle etrafı kandırdıklarını zannedenler, sözde subaylıktan, şirket yöneticiliğine, ağalıktan müteahhitliğe, sahte diplomalarla kendilerini payelendiren ve benzer bir sürü meslek kimliğinde kendilerini farklı gösterip aslında sömürecek birini, üstüne yıkılacakları bir aileyi, gidecek bir kapı arayanları iyi ayırt etmeli…
Bunları da neyse ki televizyondaki “reality show’lar” aracılığı ile izliyoruz; gazetelerin 3. sayfalarındaki sahtekarlıklarla, dolandırıcılıklarla dolu sütunlarda okuyup hayret etsek bile bilgi sahibi oluyoruz.
Duygularla oynayarak dolandırıcılık suçunun kanundaki tanımı “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak” şeklindedir ve 157.maddede düzenlenmiştir.
Pek çok hukuk sitesinde altı koyu olarak çizilerek belirtilen “Evlilik vaadiyle dolandırıcılık suçu işleyen kişiler, ilk aşamada evlilik siteleri veya arkadaşlık sitelerini kullanarak kişilerle iletişime geçerler. Facebook, Instagram v.b sosyal medya siteleri üzerinden de mağdurla tanışarak kendisini farklı biri, ideal bir eş olarak tanıtmaktadır.
Fail, uzun süren bir sohbetin ardından mağdurun güvenini kazanarak sonrasında yüzyüze görüşmeye gelmektedir. Samimiyet sayesinde mağdurun mal varlığı konusunda bilgi edinmektedir.
Mağdurdan, onunla evlenmek istediğine inandırdıktan sonra, para alma aşamasına geçer. Ardından da mağdurdan alabileceği ne kadar para varsa parça parça ister ya da onun için banka yoluyla kredi çekmesini talep eder. Sonrasında iletişimini ya adım adım ya da tümden keser.”
Bu konuda en acı hatta yüz kızartıcı olanı da, evlenme vaadiyle dolandırıcılık yapan kişilerin genelde evli çıktığına ve hatta bazı faillerin, eşlerinin bilgisi dahilinde bu suçu işlediğine de rastlanabilmektedir.
Gel de bunları öğrendikten sonra “E-Devlet şifreni ver sonra evlenme teklifi yap” deme!
Her ne kadar mizah amacıyla bu yazıyı yazsam da, Tanrım çocuklarımızı, gençlerimizi, huzurlu yuva kurmak isteyen herkesi böyle ruh hastalarından korusun…