"Boş verin hukuku falan, her şeyi kanuna göre yapmak zorunda değilsiniz!!!" böyle bir şey olabilir mi? Laik ve demokratik bir ülkede olmaz, olmamalı da! Çok acı ki, bizde oldu. Olmaya da devam edecek!
AKP genel başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün önce yaptığı konuşmada, "Geçenlerde bir namussuz, bir alçak, kızımızın yüzüne kezzap atıyor. Mahkeme 13 yıl ceza veriyor. Kendi kızının başına gelmiş olsa, kanunlara mı bakacaksın? Bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine kulak verin. Yoksa böyle bir hak olur mu, böyle bir adalet olur mu, buna mı bakacaksın? Onun için buradan ben tüm yargı dünyasına da sesleniyorum; bu kanunların sayfaları arasındaki maddelere değil, vicdanınızın sesine lütfen kulak verin. Adaletin tecellisini hakta hukukta arayın. Her zaman söylüyorum; benim yolum kanun yolu değil, hukuk yoludur. Hukuk eşittir, kanun değildir. Bir defa bunu iyi anlamamız lazım."
Bu ne yazık ki kahvehanede tavla oynarken zar atanların anlık konuşması değil. Sokaktaki adam da söylemiyor! Bunu söyleyen bizim devletimizin Cumhurbaşkanı! Devletin en tepesindeki insan olarak kanunlara en saygılı olması gereken kişi!
Ne demek "kanunu falan bırakın, vicdanınızın sesine kulak verin, kendi kızınızın başına gelse ne yapardınız?" Bir devlet adamı bunu nasıl söyleyebilir, hayretle izledik! Kesinlikle söylenmemesi gereken bu sözler ne yazık ki söylendi!
Bu ülkede senin kızın benim kızım, senin hırsızın benim hırsızım, senin teröristin benim teröristim, senin suçlun benim suçlum mu var?
Bu ülkede kadınların giydiği kıyafete yaptıkları işe, dinlerine, mezheplerine, vb göre öldürüldüklerinde, bazısında kanunları tanı, bazı durumlarda kanunları tanıma olabilir mi?
Bazısında "o da öyle giymeseydi, sokağa çıkmasaydı, falan filan" diyerek geçiştirme olabilir mi? Sana uymuyorsa öldürmek normal, sana uyuyorsa “kanunlara boş ver, tanıma” denebilir mi?
Adalet, hakkı insanlar arasında eşit olarak, adilce gerçekleştirmektir, kanunları uygulamakla görevli yetkililerin ruh haline, kişisel görüşlerine, isteklerine göre karar vereceği mekanizma değildir!
Nalıncı keseri gibi, işine gelene kanun, işine gelmeyene vicdan, olmaz!
Bir yerde okumuştum, yorum yapan kişi diyordu ki; "Diyelim ki hakim vicdanının sesini dinledi cezayı üçe dörde katladı. Bir başka yargıç kininin ve nefretinin sesini dinleyerek bir dilim baklava çalan çocuğa müebbet vermesini veya evladının yanında eski eşinin boğazını keseni beraat ettirmesini nasıl önleyeceğiz?"
Evet, gerçekten ne yapacağız?
Mahkemelerin hakimine, savcısına göre mi dava açacağız?
Yunanlı filozof Ulpianus’un bir sözünü unutmamalıyız; "Adaletin küçüldüğü ülkelerde büyük olan artık suçlulardır!"
Ayrıca, bir kara mizah gibi, bu "tanımayın" denilen yasaları kimler koydu, bir düşünün!
İktidarın 18 yılda yok ettiği hukuku yeniden tesis etmek de yine iktidarın görevi değil mi? Bence o yok edilen, işe geldiği gibi düzenlemelerle yamalı bohçaya döndürülen yasaları bir an önce yeniden düzeltip çağdaş bir hale getirin ve saygılı olun ki yok ettiğiniz hukuk bir gün size de lazım olabilir!