Bugun...


Sema TUNCEL

facebook-paylas
KİTAP-BİTKİ-HAYVAN üçlemesi! 22-01-2020
Tarih: 22-01-2020 10:37:00 Güncelleme: 22-01-2020 10:37:00


Bu yazımda, kitap-bitki-hayvan üçlemesi ile ilgili bir anımdan söz etmek istedim.

Londra’da okurken aynı zamanda bir İngiliz okulunda öğretmenlik de yapıyordum. 8 yıllık kesintisiz eğitim sistemi olan İngiliz okullarında kendi yaşamımı etkileyen pek çok şey gözlemledim. Örneğin; okula ilk başlayan 6 yaşındaki çocuklardan istenen ilk şey sınıfa bir kitap, bir bitki ve bir hayvan getirmeleri oluyordu. Hayvan kedi köpek gibi büyükse sıra ile haftanın bir günü sınıfa getirebiliyorlardı. Balık, hamster, kaplumbağa, karınca, hatta solucan gibi küçükler ise çocuk isterse sınıfta yaşıyorlardı. Getirilen her bitki, saksısı ile pencere önüne konuyor ve etiketle sahibi belirtiliyordu.

Çocuklar her sabah okula geldiklerinde çiçeklerini suluyor, hayvanlarını besliyor, seviyor konuşuyorlardı. Sonra henüz okuma bilmedikleri halde getirdikleri kitabın içinden bir harf seçiyor ve onunla başlayan objeler çiziyor, harfi yazıyor vs bir sürü çalışma yapıyorlardı. Bunun nedenini sorduğumda, bu 3 ögenin çocuklara sevgiyi, sorumluluk duygusunu öğrettiğini, çevre bilinci ve ekip çalışmasını, doğaya ve/ya başkasına ait şeylere zarar vermemeyi, korumayı yardımı öğretmede çok önemli olduğunu söylemişlerdi.

Yani Batının çocuğu köpek taşlamaz, karıncayı ezmez, sineği, kelebeği bir kavanoza koyup havasızlıktan ölmesini seyredip deney yaptım demez. Bitkileri çiğnemez, ağaçların da canlı olduğunu bilir, kesmez. Bir kitaptaki her harfin bile binlerce anlama anahtar olduğunu kavrar. Her kitap bir başka hazinedir ve keşfedilmeyi bekler çocuk okumayı öğrendikçe. Ve bu alışkanlıklar ömür boyu sürer böylece...

Eskiden bizim ülkemizdeki okullarımızda aynı olmasa bile çok benzerdi! Eskiyle kıyaslayınca içimiz hep cız ediyor. Pamukta fasulye yeşertirdik, hayvanları koruma konusunu hafta boyu işlerdik. Alfabemiz, diğer kitaplarımız doğa, ağaç sevgisi ile doluydu, şimdi ise 6-7 yaşındaki çocukların başlarını bürüyüp gelinlik giydirip fazilet sertifikası veren okullar doldu ülkem! Kahroluyoruz ama vaz geçmeyeceğiz... Biz çağdaş uygulamalara devam edelim evlerimizde, okullarımızda... İnanıyorum ki kazanan uygarlık olacaktır.

Bu okulda yapılanları evlerimizde uygulamak hiç zor değil. Bu iktidarın da suçu değil tek başına. Bunların döneminde azdığı bir gerçek ama bu gerçek, çocuğa, hayvana taciz, doğa katliamı  vs ile ilgili önlemler ce caydırıcı cezalar koymayı her iktidar ihmal etti, gelecek nesillere sevgi sorumluluk doğa bilinci vermenin önemini zamanında kavrayamadı! Madem onlar çocuklarımızı önemsemedi, biz önemseyelim. İş yine başa düştü diyelim ve işe koyulalım!

Doğayı, hayvanı seven, okuyup bilgi ile donanan bir insan da asla çevresine zarar vermez çünkü hem kişisel hem toplumsal sevgiyi ve sorumluluğu bilir... Darısı başımıza!

Lütfen bir el atalım, şekilcilikten çıkıp yaşamı, sevgiyi sınıflara sokalım!

Sevgisiz, kindar, bağnaz nesiller değil, aydın, çağdaş, sevgi ve sorumluluk dolu Türk gençliğini bilimle donatılmış ortamlarda yetiştirelim.



Bu yazı 7378 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI