Noktalı virgül, virgülün yetersiz, noktanın şimdilik gereksiz kaldığı ve kullanımının anlam karışıklığına yol açtığı yerlerde kullanılır diyelim mi? 

Şimdilik TDK’yı bir tarafa bırakalım, noktalı virgülü canlandırıp, biraz duygu katalım, yaşama adapte edelim, sonra nasıl kullanıldığını zaten kendisi belirleyecektir.

Örnek bir cümle alalım:

“İkimiz çok geç karşılaştık; ne sen beni ne de ben seni doğru zamanda bulamadık.”

Cümle içinde (yaşamda) durmanız, bir şeyi bitirmeniz gerektiğini hissettiğiniz ama bitiremediğiniz zamanlarda, "Son noktayı koyacaktım ama içim el vermedi, ya da o bitirtmedi bana” dediğiniz an işte noktalı virgül yetişir imdada! İçeriğindeki nokta (sonlandırma) ve virgül (ara verme) kombinasyonu sayesinde içinizde kopmuş bir şeyler önce bir durdurur sizi, hemen sonra yine devam etmeye teşvik eder, içsel sessizliğe iter, kafanızı karıştırır, içiniz sızlar, aklınız hep ilk cümleye takılı kalmıştır ama mecburen devam etmek zorundasınızdır sonraki cümleye. Tıpkı eskilerin deyişiyle, "dur, düşün ve devam et!" demektir yaşama.

Düğümlenip kaldığınız anlarda, işin içinden çıkamadığınız durumlarda, bilirsiniz ki bu düğümü ne virgül, ne çaresizce ve isteksizce konan nokta değil, ancak noktalı virgül çözer.

Noktalı virgül bazen, sonsuza kadar sürecekmiş gibi duran cümlelerin (duyguların), cesaret veren tavrıyla, sonsuzluk fikrinin sembolü gibidir. Kişi bazen öyle çaresizdir ki, çıkar yolu noktada bulur; imkansızlığa yenilir ne soru sormak ne bir açıklama yapmak ister, lafı uzatmak değildir amacı. Bu nedenle soru işaretleri, iki nokta üst üstelerden medet ummaz! Ama öyle bir an gelir ki, bitmesini hiç istemediği halde, yapacak hiçbir şey kalmamışçasına nokta gelir!

Bazen de koydurtmazlar o noktayı, “gel birlikte noktayı koyalım” dersiniz, koymaya yardımcı olmazlar!

O zaman, sadece sona konması gereken bir işaretin zorunluluğundan, bir üç nokta belirir gibi olur; ya da duygularınıza dair en son cümleniz bitmiş de olsa, devamında asıl cümle de geliyor olabilir…

“Seni sevdim ben; hep de seviyorum…” der gibi. Noktalı virgül yine yapmıştır yapacağını!

Bazen de, noktalı virgül, noktadan önce son çıkış olup" your story isn't over yet " sloganı gibi, sizin noktaya doğru attığınız kararlı adıma engel olan bir umut ışığıdır.  Kim bilir belki de, yaşamda soluklanmaktır noktalı virgül; kısa soluklu virgüllerden sonra iyi gelir, dingindir, hala söyleyecek sözü, çarpacak hassas kalbi olanların umut dolu noktalama işaretidir kendisi…

Ama fazla da uzatmamak lazımdır, çünkü Hikâyene devamlı noktalı virgül koyup devam etmek yaşanacak günlerinden çaldırmak gibidir…” İhtiyacın olan noktadır belki. Nokta ve ardından gelecek yeni bir cümle, yeni bir hikâye."  Ama nokta koymana engel olup, noktalı virgül koydurttularsa sana, biraz daha dur, biraz daha bekle!

Bilmem anlatabildim mi? 

Bazen bilir bilmez kullanıp, ya da kullandırıp, altı üstü bir işaret deyip yok saymamalıyız hiçbir şeyi, hiç kimseyi!

Bir noktalı virgülle bile karşıya neler anlatıyormuşuz meğerse!