Hepimizin evinde mutlaka var olan 3 şey'den söz etmek istiyorum.

 BAYRAK bir ülkenin bağımsızlığını simgeleyen ve bir ulusun milli değerlerini yansıtan semboldür. Bu nedenle bayraklar ülkelerin değer verdikleri ve baş üstünde tuttukları en önemli simgelerdendir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları içinse BAYRAK aynı zamanda bir ÖZGÜRLÜK, BAĞIMSIZLIK YEMİNİDİR.

Tarihimizde binlerce insan savaşlarda hayatını kaybetmiştir. Rivayete göre savaş sonrası yerde biriken kan birikintileri üzerine yansıyan ay ve yıldız Türk bayrağının ilk tohumları olmuştur.

Türk bayrağı bu topraklar üzerinde yaşayan çeşitli inanış ve kökenlerden gelen milyonlarca insanı kucaklar ve herkesi aynı çatıda birleştiren bir imzadır.

Mustafa Kemal ATATÜRK'ün günümüzdeki önemi, her alanda insan haysiyetini ve özgürlüğünü ön plana çıkaran bilimin ve aklın egemenliğini savunmasıdır. O çağdaşlığın, aydınlığın, aklın ve bilimin sembolüdür. Kurucumuz ve bize demokrasiyi, insan eşitliğini, adaleti layık gören yol göstericimizdir. Temel hak ve özgürlüklerimizin sağlayıcısıdır. Atatürk Cumhuriyeti kurarken egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunun altını canı gönülden çizerek belirtmiştir.

Atatürk’ün resmi her evde umudu simgeler. Erdemi simgeler. İnsanca yaşamı hak eden bir ulusun gururunu simgeler. Çocuklarımızın evde gördüğü ilk resimlerdendir.

Bu kim? diye sorduklarında, Atamız, babamız, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve bizleri kula kulluk yapmaktan kurtaran, birey olarak dünyada yer almamızı sağlayan dünya liderimizdir deriz.

Biz böyle büyütüldük, çocuklarımız da, gelecek nesillerimiz de böyle büyüyecekler çünkü bizler tarihinde yüzbinleri şehit vermiş, her aileden onlarca şehit çıkmış bir milletin bireyleriyiz. Daha yüzlerce sayfa yazılabilir ama Atatürk, vatanını seven, bayrağını seven her Türk ailesinin onurudur, gururudur demek bence anlayanlara yeter…

KURAN, yobazların kendi seçmenini yanıltmak amacıyla verdiği yalan dolan haberlere rağmen “bizler” (yobazların dinsiz dediği grup), kız veya erkek olmamız fark etmez, doğduğumuzda Kuran ile doğarız, beşikte yanı başımıza Kuran konur, evlenirken çeyizimizdeki ilk eşyamız Kuran ve dışı işlemeli kuran kılıfı olur. Hem de bir tane de değil, birden çok! Kuran'ı kılıflarda saklarız, duvara asarız ya da yukarılarda bir rafa koyarız saygımızdan. Elimize alırken de besmeleyle ele alırız. VE OKURUZ! Böyle öğrendik böyle de öğretiriz çocuklarımıza.

Şimdi utanmazlara bir bilgi daha vermek isterim bu konuda; Anar Araştırma şirketinin 12 il merkezinde toplamda 2224 kişi ile yüzyüze görüşerek yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, "Evinizde Kuran'ı Kerim var mı?" sorusuna "evet" diye cevap verenler yüzde 94 oranında... 

Evinde Kuran'ı Kerim olanların yüzde 74'ünde ise Türkçe meali de bulunuyor. Kuran'ı Kerim'i Türkçe mealinden okuyanlar arasında en yüksek oran yüzde 92,3'le doktora-master yapanlarda.

Lütfen şunu hatırlayalım; iktidarın bakanları, vekilleri, yandaş gazetecileri, rektörleri, vs sürekli “AKP’ye oy verenler cahildir” diyorlarsa ve Kuranı okuyup anlayanların %92 si doktora-master yapanlarsa, demek ki kendi seçmeni değil, bizler okuyoruz, bizler anlıyoruz dinimizin doğru şeklini!

Ne demişti zamanın Enerji Bakanı Taner Yıldız?

“Eğitim seviyesi yükselince oy oranımız düşüyor Adamlar duyduklarını ve gördüklerini bile anlamıyorlar. Neden mi? Düşünce tembelliğinden, eğitimsizlikten ve üretmemekten. Ellerinden gelse başkaları bizim yerimize ibadet yapsın diyecekler!”

Yakın zamanda, A Haberden yandaş Zafer Şahin "AKP Seçmeni Cahildir, Eğitimsizdir, O Yüzden İptal Edilen Oylar AK Parti'nindir" diyerek oy aldıkları halkı dahi aşağılıyorlar ama okuma alışkanlığı olmayan halkın bu aşağılamalardan haber bile olmuyor. Varsa yoksa alkışla!

AKP’li yorumculara yorumlarına baktıkça muhalefete dahi gerek yok diyeceğiz de, neyse….

İşte böyle, Kuran, din simsarlarının tanıttığı gibi olmayan, temiz dinimizin kutsal kitabı her evde baş tacımızdır.

Biz Türk aileleri evlerimizin en değerli 3 hazinesini saygı ile koruruz ve sayarız;

 BAYRAK-ATATÜRK RESMİ VE KURAN