Bir an için bırakın ülke siyasetini, şöyle bir dünyaya bakın. ABD her yerde. Çok uzağa gitmeden, son birkaç yıl içinde meydana gelen savaşların müsebbibi olduğu yadsınamaz bir gerçek!

Herkesin dilinde "3. DÜNYA SAVAŞI" var!

Başladı, başlıyor, başlayacak... Bazı ülkeler cehennemin içinde debelenirken, bazıları olan bitenden elinden geldiğince uzak durmaya çalışıyor. Bu '3. Dünya Savaşı henüz çıkmadı' anlamına gelmiyor tabii. Afrika'da yaşanan onca terör olayları ve darbeleri bir kenara bırakırsak, 'savaş' birçok ülke için her an tehdit olmaya devam ediyor.

Türkiye de bu ülkelerden biri hem de yıllardır; ne yapıp edip ülkemizi savaşa sokmaya çalışan, yine ABD! Tıpkı UKRAYNA'da yaptığı gibi her gün bir milleti komşusuyla savaşa tutuşturmaya çalışıyor.

Bir şeye daha dikkatinizi çekmek istiyorum; savaşan ülkeler genellikle tarihsel süreçte birlikte olup da sonradan ayrılmış olanlar. Ukrayna buna ilk örnek. Uzun yıllar egemenliğini sürdüren YUGOSLAVYA'nın parçalanmasından sonra ortaya çıkan devletçikler, birbirleriyle daima kavga halinde. Acaba neden? Sırbistan, komşusu Kosova ile neredeyse birbirine girecekken ABD araya girdi (!) ve şimdilik bu durum ertelendi.

Son gündemimiz; omuz omuza mücadele ederek Japonlardan kurtardıkları topraklarını bölüşemeyerek ayrışan ÇİN ve TAYVAN Lafı nereye getireceğimi merak ediyorsunuz biliyorum ve hemen başlıyorum. Bu komşular sürekli tedirgin birbirleriyle tartışma halinde! Oysa hepsi aynı dili konuşuyor, çoğu birbiriyle akraba!

İşte bu 'İDEAL BİR ORTAM' şartlar her gün biraz daha olgunlaşırken, birileri ellerini oğuşturuyor. Sonra "Aaaahhh zavallılar! Yanlız değilsiniz, korkmayın! Ahan da geliyoruz. Size o istediğiniz 'barış' ve 'özgürlüğü' getireceğiz! " diyerek 'pat' diye tepelerine biniyor. 3. Dünya Savaşı çoktan başladı; topuyla, tüfeğiyle, tankıyla füzesiyle...

Eskiden göğüs göğüse kahramanca yapılan savaşlar, günümüzde maşalarla ve vekaletle yapılıyor. Veriyorsun üç-beş kuruş ya da tehdit ediyorsun sonra da köpeğe emreder gibi 'Hadi, tut! " diyorsun, senin yerine onlar çarpışıyor. Anlıyorsunuz beni. Dostça yaklaş, kandır, tak tasmayı boynuna; yönet. Olmuyor mu? O zaman terör örgütleriyle çembere al! Yine mi olmadı? Komşularıyla cingar çıkart. Dertleri ne peki? Dünyanın hakimi olmak! Şimdi, ABD toplasa askerini Çin'e ya da Rusya'ya saldırsa ne olur? Hiç bir şey! Yalnızca ekonomileri dibe vurur! Haaa... ölenler! Bunun, onların umurunda olacağını düşünmüyorum. "Ölen ölür kalan sağlar bizimdir" yani.

Bunun yerine, rakiplerini içerideki ajanlarıyla zayıflatıp, kargaşa çıkartarak sonra da en yakınlarıyla savaştırarak, ekonomilerini çökertmek çok daha az maliyetli ve çok daha kolay bir yol!

Sevgili dostlar! Zaman zaman karamsar senaryolar çiziyorum ama önümüzde böyle bir resim var maalesef. Rahat durmuyorlar! Ruh çağırır gibi savaş çağırıyorlar! Bunu anlamamak için bu dünyada yaşamıyor olmak gerekiyor.