Aşağıda okuyacağınız mektubunda H. A. adında bir genç kızımıza aittir. Bu kızımız mektubunda diyor ki; “Hayallerimin başında hiç şüphesiz, eşim olacak delikanlının beni sevmesi, benim de onu sevmem gerekir. Her genç kızımız kocası olacak delikanlının, yani “beyaz atlı prensinin” anlayışlı, yakışıklı, bir kariyer sahibi ve çevresinde saygınlık uyandıran bir insan olmasını ister. Tabii biraz da varlıklı olması gerekir ki kendisini başkalarına muhtaç etmesin” diye yazıyor.
BİR GENÇ KIZIN HAYALİ
Sizi ve çalışmalarınızı uzun süredir takip ediyorum. İnternet sitelerinde yazılarınızı okuyor bu konuda verdiğiniz konferansların notlarını takip etmeye çalışıyorum. Sonun da size bu mektubu yazmayı uygun buldum.
“Her genç kız gibi benimde geleceğe yönelik birçok hayallerim vardır. Öğrenimi tamamlamak, bir kariyer sahibi olmak, iyi bir iş sahibi olmak, sonra kendisini anlayan ve seven, kendisinin de onu sevdiği ve “kocam” diyebileceği bir erkeği olmak. Daha sonra çocuklarının annesi olmak. Bunlara bakmak, bu çocukları ile mutlu bir hayat yaşamak istiyorum. Bu hayaller için de en önemlisi hiç kuşku yok ki evleneceği erkeği seçmek, böylece mutlu bir hayatın kapısını aralamak, geliyordu.
Çevremde birçok kız arkadaşım, kendilerine bir takım erkek arkadaşlar bularak onlarla flört etmeye başlamışlardı. Her bir arkadaşım, delikanlı ile neler konuştular, neler yaptılar, nasıl heyecanlar yaşadılar bunları bana anlatıyorlardı.
Ben bunları dinliyorum ve içimden bir ses bana; “(H), senin bu kızlardan neyin eksik. Flört eden kız arkadaşlarına söylesen onlar da erkek arkadaşlarına söylerler ve sana da bir erkek arkadaş bulurlar. Veya sınıfta beğendiğin delikanlıya biraz hissettirirsen o seni hemen arkadaşlığına alacaktır” diyordum.
Aynaya bakıyor, çirkin bir kız olmadığımı görüyordum. Hatta güzel bir kız bile sayılırdım. Boyum, bosum yerindeydi. Giydiklerime dikkat ediyor, eteğim ile ayakkabımın, çorabım ile çantamın uyumlu renkleri taşımasına dikkat ediyordum. Saçlarını itina ile tarıyor, ancak kabartarak delikanlıların dikkatlerini üzerinde toplamaktan kaçıyordum.”
Ama ben bu yolu tercih etmemiş, her şeyimi ama her şeyimi kendisine “kocam” diyebileceğim bir delikanlıya vermenin erdemini taşımak istiyordum.