Hırs insanı tüketen bir acıdır. Hırsı kabul etmek ve onunla yüzleşmek yerine onu bastırmak daha çok acı çektirir. O yüzden hırsı bastırmak değil, aşmak gerekir. Ancak o zaman Gerçek özgürlüğe kavuşulur.
HIRS hayallere neden olur, hayaller de gerçek değildir. Hırsı bastırmak yerine gerçekleştirmeye çalışmak da acı vericidir. Hırstan kurtulmak istedikçe hırsı bastırma eylemi ortaya çıkar.
HIRS gerçek bir şey değildir. HIRS bastırılamaz çünkü kendi kendine gerçekleşemez. Hırsa odaklanarak onun dinamiklerini kavramak gerekir. Hırsın hayali olduğunu anladığınızda hırs kaybolacak ve onu bastırmaya, yok etmeye çalışmayacaksınız.
Hırsın kaybolması için onun doğasını anlamak, onunla yüzleşmek gerekir. İnsan şöhret hırsı yüzünden ünlü olmak isteyebilir ama ünlü olunca da bu durumdan memnun olmaz. O zaman huzur gider çünkü herkes ünlüleri eleştirir ve onlarda kusur arar.
Ünlüler de bu kıskanç insanlar tarafından sıkıntı çeker. O yüzden şöhret hırsı da acı kaynağıdır. Bedenin hırslara ihtiyacı yoktur. Bedenin su, hava, besin ve barınağa ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar hayatıdır ve insan bunlar olmadan yaşamını sürdüremez.
Hırs ise hayati değildir, insanlar ihtiyaçları yüzünden değil hırsları yüzünden delirir. Bu delilik sonucunda hırslar artar, ihtiyaçlar ise kısılmaya başlar. İnsan hırsları yüzünden yemeyi, içmeyi, nefes almayı, uyumayı bile unutabilir. Fakat hırslarını unutmazlar.
HIRS sürekli insanı koşuşturmaya iter. HIRS söz konusu olduğunda fiziksel olarak bir pürüz bulunmaz, tüm kusurlar zihinsel düzeydedir. Hırsın çirkinliği zihne yansıyınca hırs yüzünden çirkinleşen zihin bedeni de çirkinleştirir.
Tekamül ve olgunlaşma sayesinde hırs azme dönüştürülerek güzelleşebilir. O zaman da hırs buharlaşarak yok olur.