Yazımın ana fikri, yaşanan bir kazanın bedelini ödemenin, kazayı önlemekten kat be kat maliyetli olması.
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasını geride bıraktık.
4-10 Mayıs tarihleri arasındaydı.
Öncelikle esnaf ve sanatkârlar kadar her kesimin bilinçli olması gerekir.
İş yerinde her zaman önce sağlık, güvenlik daha sonra üretim ya da kazanç gelmelidir.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda esnaf her türlü tedbirini almalı,
Çünkü iş işten geçtikten sonra karşılaşılan maddi manevi maliyetlerin yükü tüm sermayeye mal oluyor.
Maddi hasarın telafisi olur ama kaybedilen canların telafisi olmaz.
50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinin, iş yeri hekimi veya iş güvenliği uzmanından hizmet alma yükümlülüğünün 2023 sonuna kadar ertelenmiş olması sorumlulukları ortadan kaldırmıyor.
İş kazalarının yarısından fazlası maalesef bu 50’den az çalışanı olan işletmelerde meydana geliyor.
Bu işletmelerin de sayısı azımsanacak kadar değil.
Gerçekten çok fazla.
Tüm işletmelerin yüzde 98’ini kaplıyor. İnanılması zor değil mi?
Yani esnaf ve sanatkarımız bu konuyu asla göz ardı etmemeli.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK), toplantılar, bilgilendirmeler ve eğitimler ile destek oluyor.
Fakat esnaflar da kendisini bu konuda bilinçli hale getirmeli.
Bir kazanın bedelini ödemek o kazayı önlemekten daha maliyetli.
Neredeyse tüm sermayenin bir seferde maddi manevi bu kazalar sonucu yok olmasına neden olabilir.
Bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum.
Esnaf kardeşlerimizin geçmiş “İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasını” kutlarım.