Bazen eski defterleri karıştırdığınızda karşınıza çıkan şey sizi şaşırtmıyor.
Çünkü oyun aynı oyun, aktörler değişik, bir iki sahne eksik…
Şöyle eskileri bir karıştırayım dedim 2006 yılında yazdığım bir yazı ilişti gözüme..
Anladım ki o günden bugüne Türkiye üzerine oynanan oyunlarda değişen bir şey yok..
Eminim okuyunca sizde öyle hissedeceksiniz…
Önce o yazıyı özetleyerek okuyalım sonra karar verirsiniz.
İşte özetlenmiş o yazı:
Xxx
“Doğru olan ne?
Bu soru kafamızı karmakarışık etti…
Bülent Ecevit, son iktidarında bir polis eylemi sonrasında, "birileri yine düğmeye mi bastı?" diye sormuştu…
Sonra partisi darmadağınık oldu..
Yine şeytanın avukatlığın yaptık..
Çünkü öyle tesadüfler bir araya geldi ki; şaşırmamak mümkün değil…
Önce borsada ve piyasalarda malum birileri düğmeye bastı, borsa pike yaptı, döviz ise füze gibiydi..
Bu bir anlaşılabilir, öngörülebilir provokasyondu.
Nitekim piyasalar kendini düzeltmeye başladı.
17 Mayıs 2006 Çarşamba günü hiçte öngörülemeyen bir şey oldu…
Aklından zoru olan biri gitti durduk yerde Danıştay'ı bastı, bir ölü 4 yaralı.
Aklından zoru olan biri diyorum, çünkü yaptığı eylemin hiçbir mantıklı açıklaması yok..
Çünkü bu eylemin fikri hiçbir temeli yok.
Eylemci Avukat Alpaslan Aslan'ın hangi cenahta olduğuna dair bir kanıt ta yok, tanık ta yok..
Çünkü tüm ifadeler birbiriyle çatışıyor.
Eylemci Aslan'ın geçmişi sorgulandığında elimizde somut hiçbir veri gelmiyor.
Eğitimli bir aile ortamında büyüdüğü belli. Baba ilköğretim müfettişi…Ancak TV görüntülerine bakıldığında babanın yüzünde herhangi bir ipucu verecek belirti yok. Ne mimik, ne korku, ne panik..
Tek cümle var:
Üzüntülüyüm, oğlum vatanına bayrağına sadık biridir..
Bu bir korku ifadesi midir?
Bunu zaman gösterecek.
Görünen o ki, Alpaslan Aslan, "Zoraki tetikçi"
Saldırgan'ın yanında 2 kişi daha var ve ifadeye göre o iki kişi, Alpaslan'ı yöneten kişi..
Ancak tüm bunlar oldu bitti ve kafalarda bir sürü soru bıraktı?
Aynı zaman korku ve panik..
Arkası gelecek mi?”
Xxx
Anlattığımız 2007 seçimleri öncesi bir öykü…,
Her seçim öncesinde er veya geç birileri iktidar adayına ayar veriyor sanki..
Yine o günlerde Türkiye'de tüm taşlar ekonomi de dahil oynamıştı. Yerli yerine oturtmak zordu..
Ama Türkiye o vartayı atlatmayı bildi…
Günümüzde ise benzeri şeyleri yeniden yaşıyoruz.
Son olay sadece bu işin tuzu biberi… Birde ABD'de enflasyonun binde 1'lik bir artışı bizde 10 şiddetinde ekonomik depreme neden oluyor. Bunu bir yere yazmak gerek.
Ve 11 Eylülden buyana Türkiye'de piyasalar çöreklenen kara para önümüzdeki günlerde yeniden yavaş yavaş çekilmeye başlayacak…
Piyasaların korkusu bu..
Şimdide Türkiye'de Mart ayında yerel seçim var.
Her seçim öncesi yapılan provokasyonlardan biri daha bu kez döviz üzerinde oynanıyor...
Piyasalar doları aşağıya çekmeye çalışıyor ama bir el sürekli fren yaptırıyor…
Geçmişe dönün bakın, hep aynı hikayeyi göreceksiniz.
Ama bu gidişle cümlemiz paranoyak olacağız bilesiniz..
Ve ne yazı ki bu paranoya hep doğru çıkıyor…
Bunları hep yaşıyoruz.
..