İnsanın ruh dengesini bozan bir şey söyle dendiğinde aklıma ilk gelen kelime ”Pedofili”. Bizim dilimizdeki karşılığı sübyancı.

Bütün insanların çocuklara karşı merhametli, iyi kalpli olabildiğini biliyorduk. Bu durum insanın içindeki iyi özle ilgili idi. Görünen o ki bu iyi öz çürümüş ve bozulmuş. Bu insanların ruhları en kötü hastalığa tutulduğu aşikar. Batı ülkelerinde tecavüze maruz kalanların % 20 ile % 50’sini çocuklar oluştururken, Türkiye’de bu oran % 70’lere kadar çıktığı ifade ediliyor.

Tecavüzcülerin tahminen %5’i ortaya çıktığı ifade edilirken %90’ının gizli kaldığı kayıtlarda yer alıyor. En korkunç olanıda ensest ilişkilerin çok azının ortaya çıkıyor olmasıdır. Prof.Dr.Arif Verimli’nin arşivlerdeki bir açıklamasına denk geldim.

Diyor ki; çocuk pornosu izleyenlerin bu eğilimlerini kendi içlerinde meşrulaştırdıklarını belirterek, bu tür sapkınlığı olan insanlar özellikle yurtdışından gelen çocuk pornosu cd’lerini izleyince “Demek ki ben normalim,Avrupa’da da birçok kişi benim gibi çocuklarla cinsellik yaşıyor” diyerek kendisini meşrulaştırabilir.

Uzmanlar "Bir insana da zemin müsait olmadıkça bu sapkınlığı hiçbir şey tetikleyemez” açıklamasında da bulunuyorlar. Zemini müsait insanlar internetten tutunda böyle durumları ekranlardan da izleyince bu onlardaki kahrolası kıvılcımı ne yazık ki harekete geçiriyor. Çocuklarla cinsel temas diye bir şeyin insanlık tanımında olmaması gerekir.

Cinsel sapkınlığı olan insanların çok büyük bir olasılıkla ağır kişilik bozukluğu söz konusudur. Bu insanların geçmişlerine bakılınca, çok önemli travmalar yaşadıkları, çocukluklarında kendilerinin de tacize uğradığı, kimi zaman bu travmanın intikamını almaya çalıştıkları görülür. Anne ve babaları ile aralarında küçüklükten yetişkinliğe gelinceye kadar kompleks oluşturabilecek normal olmayan ruhsal örgülerin geliştiği görülür. Toplumumuzda cinsel sapkınlık az değil. Ancak, cinsel sapkınlık sorunu olan insanların çok azı tedavi için Psikiyatriste gittiği ifade ediliyor. Çok ağır kişilik bozuklukları olanlar toplum için daimi bir tehdit oluşturdukları için sürekli gözetim altında tutulmaları hatta tartışılarak toplumla temas etmeyecekleri odalarda yahut rehabilitasyon merkezlerinde özel görevliler gözetiminde uzun süreli hatta sonsuza dek kalmaları gerekir diye düşünüyorum.

Hiç kimse unutmamalıdır ki bu dünyada hiçbir şeyi korumasak da çocukları mutlak suretle korumak varlığımızın temel nedeni olmalıdır.

Holokost nedir bilir misiniz?

Holokost: Yahudilerin bedensel engellilerin, Çingenelerin, komünistlerin Naziler tarafından “imha edilmesine” verilen isimmiş. Yaptıkları suç değil “Endlösung” son/kalıcı çözümmüş! Konumuz ile Holokost’un bağlantısını benim anlatmak istediğim boyutta kurduğunuzu umuyorum.

Sadece “ÇOCUKTAN SORUMLU BAKANLIK” adı altında,siyasetten uzak ideoloji besleyen bir Bakanlığın olacağı, nitelikli bireylerin çoğaltılması için bilimsel çalışmaların ve genetik biliminin önemsendiği güzel bir gelecek ümid ediyorum… Haydi Bilim İnsanları Göreve!

Nitelikli bir toplum olmanın yolu nitelikli bireyleri çoğaltmakla olacaktır..

Tekrarlıyorum; Çocuklarla cinsel temas diye bir şeyin insanlık tanımında olmaması gerekir.

Mutlu Kalın