Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dandias ülkemize resmi bir ziyaret amacıyla gelecek denildiğinde, doğrusu bunun komşuluk ilişkilerimiz açısından çok faydalı olabileceği düşüncesinde olamamıştım.
Bunun sebebi; Yunanlıların yıllardır " Türkiye tehdidi iddialarına dayalı olarak sürdürdüğü " Şaşkın politikalarından asla vazgeçemediklerini gösterecek lekeli bir sicile sahip olmalarıydı.
Bir Avrupa Birliği üyesi ve aynı zamanda NATO'da da müttefikimiz olan ( Ki, Yunanlıların NATO'ya yeniden kabul edilmesine onay veren bir müttefikleriyiz) bu Yunanistan, " Türkiye tehdidi yalanlarını " köküne kadar sömürerek, Avrupa Birliği kaynaklarını hortumlayan ve bunu çok iyi beceren bir komşumuzdur.
Tabii ki Avrupa Birliği kaynaklarından elde ettiği imkanları da Fransa başta olmak üzere kimi Avrupalı dostları o kaynakları Yunanistan'a askeri malzeme ve silah satışı için kullanma kurnazlığını da sürdüre gelmişlerdir. Oysa Yunanistan bu kaynakları istismar etmese emeklilerine aylıklarını bile ödeyemeyecek duruma düşmüştü.
Askeri ve ekonomik gücü, Milli gelir kaynakları ve halkının mali durumu neredeyse birbiriyle mukayese edilemeyecek biçimde dengesiz küçük bir ülke olan Yunanistan, Türkiye ile komşuluk ve müttefiklik ilişkilerini daima beklenmedik krizler çıkarmak suretiyle sabote etmektedir.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dandias'ın Türkiye'ye yapacağı resmi ziyaret gündeme geldiğinde, mevcut konjonktür bakımından bu ziyaretin faydalı olabileceğini düşünenlerin aksine, bendeniz geçmişte yaşadıklarımız ve Yunanistan'ın bilindik tutumu açısından hiç de faydalı bir temas olamayacağını düşünmüş idim.
Sonuçta bu düşüncelerimde haklı olduğumu kendi kendime onaylamış oldum.
Peki ne oldu?
Dışişleri Bakanları heyetler halinde görüşmeler yaptılar. Sorunları masaya yatırdılar. Dostluk ve müttefiklik gereği aradaki sorunların müzakereler yoluyla halledilmesi konusunda iradelerini bildirdiler.
Bu resmi görüşmelerin perde arkasındaki mahiyetiydi.
İki Dışişleri Bakanı birlikte bir basın toplantısı yaptılar. Bu toplantıda Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ağırbaşlı ve gayet olumlu bir biçimde görüşlerini açıkladı. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias ise tam anlamıyla bir çuval pirinci berbat etti.
Daha önceleri ülkesinde Adalet ve Savunma Bakanlığı da yapmış olan bu tecrübeli Bakan, hiç beklenmedik biçimde ve müzakerelerde ele alınmadığı bilinen Ayasofya ve Kariye Camii hakkında açıklama yaparak kendi ülkesindeki vatandaşlarına mesaj yollamaya kalkıştı.
"Ayasofya!yı tekrar Müze yapın. Kariye'yi de..." gibi hiç olmayacak bir açıklamada bulundu.
Halbuki Ayasofya bir " Yargı kararı sonucu " Camiye çevrilmiş idi. Bu karar Milli bir arzunun gereği, EGEMENLİĞİN TEMEL BİLEŞENİ olma özelliğiyle de tam bir Hukuki kararın gereğini yapmaktan ibaretti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın bu konuda hiç beklenmeyen açıklamasına, Dışişleri Bakanımız Sayın Çavuşoğlu gerekli tepkiyi en açık ve net bir biçimde gösterdi.
Bakan Çavuşoğlu ayrıca Yunanistan'daki Türk Soydaşlarımıza uygulanan baskıları ve bu konudaki olumsuzlukları Uluslararası kanaat ve kaidelere rağmen çok olumlu bir bir biçimde takip ettiklerini de söyledi. Bu konuda Yunanistan'ın yaptıklarını hatırlatmak zorunda kaldı.
Gelen haberlere göre, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Bakanı Ankara'da iken böyle kaba ve çirkin bir çıkış yapması konusunda kendisini yetkilendirmiş.
Başkaca nasıl olabilirdi ki zaten?
Bu Yunanistan ne zaman kendine gelecek ve ne zaman dostluğu, insanlığı, barış ve istikrarı önemseyecek?
Dahası ne zaman CİRMİNİ hesaba katıp Türkiye ile sinir harbine devam edecek ?Doğrusu anlaşılabilir gibi değil.