Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın yeni bir parti kuracakları hep yazılıp çiziliyor ve siyaset kulislerinde konuşuluyor ya; bu konuda işin aslını  öğrenebileceğiniz önemli bir kaynak var. O kaynak bir zamanlar iki isimle aynı gün gazetelerde yazılarını okuduğunuz bir muhterem. 

Bu muhterem aslında Pensilvanya'dakinin has adamlarındandır.

Şimdi hiç bir gazete ve televizyon kendisine itibar etmediği için internetten yazılar yayımlıyor.

Neden kimsenin itibar etmeyişini izaha gerek yok. FETÖ ile yakınlığı biliniyor.

Ama aldığı bir emirle olsa gerek, son zamanlarda siyasi konulara eskisi gibi fazlaca dalmadığı izleniyordu.

Ben bu arkadaşın göbeği ABD istihbarat örgütleriyle teması olan biri olarak biliyorum.

Yani öncelikle Pensilvanya'ya değil, ABD servislerine bağlı olarak çalıştığını tahmin ediyorum. Dolayısiyle Pensilvanya kadrosundan da sayabilirsiniz.

Şimdi AK Parti'yi bölme, iktidardan düşürme, Türkiye'yi tümüyle istikrarsızlaştırma ve sonuçta ABD'nin tam kontrolunda bir "yanaşma " ülke haline getirme politikasının yavaştan gündeme taşınmaya başladığını da açıkça hissediyoruz.

Yani darbeyle yıkamadılar, yakın askeri tehditlerle yıkamadılar. Ekonomik hilelerle ve baskılarla yıkamadılar. Baktılar ki böyle olmayacak, içerden bölünmeyi tezgahlayalım böylece yıkarız diye düşündüler.

Önce MHP'yi bölmeye çalışıp bir parti daha kurdurdular, olmadı ve MHP daha da güçlendi. Kendi hesaplarına göre en doğru yolun AK Partiyi bölmek ve iktidardan düşürmek olduğuna karar verdiler.

Bunun ise artık sadece bir tek yolu kalmıştı. İşte o yol AK Parti cenahından çıkmış ve çıkacak bir kadroyla parti kurmak ve ilk seçimde iktidarı alaşağı etmek.

Sonrası? 

Sonrası tabii ki hiç kimsenin aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir felakete düçar olmak.

ABD destekli yeni parti kurma heveslilerinin akıl hocalığına soyunan bahse konu itibarsızlaşmış meslektaşımız bakınız bu konuda ne diyor:

" Yeni Parti oluşumuna kötü gözle bakanları uyarıyorum. (Uyarıyor beyefendi) Farklılıkların siyasette ayrı çatı altında temsili yararlıdır."

Yazısının bir yerinde Amerikan seçimleri örneğini vererek de şöyle diyor:

"Uzak komşumuz (Yani ABD'yi komşu sayıyor) örneğini benim kadar yakından izlemiyor olabilirler " diye kendisine tahsis edilen özel görev alanı sebebiyle üstünlüğünü vurgulayarak siyasal taktikler kurguluyor aklınca.

Bu arkadaşı çok eskiden beri takip ederim. Kendisiyle yurt dışında aynı görev alanlarında gazetecilik de yaptım. Bir defasında Ankara'da ABD Elçiliği'nden muhtemelen bir CIA ajanıyla buluşmayı beklediğini adamın üzerimize gelmesi sonucu tesadüfen öğrendim ve bunu bir yazımda yıllar önce yazdım.

Bu görüşme bahse konu kişinin ne haltlar çevirdiğini anlamama ve kamil kanaat getirmeme yol açmıştı. Sebebi ise buluşulan yerdi. Bu yer Ankara'nın dışında ve kenarında kalan bir alışveriş merkeziydi. Yani gözlerden uzak bir yer olması belli ki tercih edilmişti.

Uzatmayacağım. Türkiye'de belli dönemlerde bu tür yavşaklar itibar görür. Cumhurbaşkanıyla bile samimiyet kurup evinde bile ağırlar. Sonra da O Cumhurbaşkanı'nın görevi bittikten sonra Amerika'nın gönlünden geçenleri iyi okuduğu ve herkesten daha iyi bildiği için (kendisi öyle diyor) eski Cumhurbaşkanı'nın bir parti kurmasının ve ayrı çatı altında siyaset yapmasının yararlı olacağı gibi çok sinsi bir plana bizi inandırmaya çalışıyor.

Pabucun damda kurudu ey koca kafalı. Sana güvenenlerin dağlarına çoktan kar yağdı hala bunu göremiyor musun?

Hadi sen göremiyorsun, yeniden siyasete itelediğin muhterisler de mi göremiyor?

Yeni Parti kuracakların arkasına düşecek böyle tiplerle ülkeyi de nerelere götüreceğini şimdiden hesp etmek ve anlamak öyle zor değil.

Buyursunlar bakalım, bu milletin terazisi belindedir. Tartıp kaç gram olduklarını onlara söyleyiverir.