Bir çoğunun belki öykündüğü şu Amerikan Başkanlık sistemi var ya; aslında böylesine büyük ve güçlü bir devletin öyle çok kolay yönetilemeyeceğine dair en önemli örnektir.
Bakmayınız Amerika'nın ekonomik gücüne ya da dünya ölçeğinde " Süper Güç " tanımına yakıştırılan haline.
Aslında Amerika her an ekonomisi tepetaklak olabilecek bir yapıda, Ordusu herhangi bir yenilgide kendi içinde kavgalara ve bozguna sebep olabilecek gelişmelere her an açık bir durumda ve sosyal yapısı ise tam bir yamalı bohçayı andıran perişan bir haldedir.
Yakın tarihte ya da geçtiğimiz yüz yıllık dünya yolculuğunda:
- Tek başına herhangi bir bölgede başarı sağlaması mümkün olmayan ve şimdiye kadar da görülmemiş olan paralı askerlerden oluşan ordusu,
- Bu ordunun karargahında, yani Pentagon'da " Devlet biziz " tafrasında caka satan üst düzey Generalleri,
- Birbirinin kararlarına her zaman saygı duymayan ve kendi içinde tartışmaları ülke sorunlarına değil, hep uluslar arası meselelere ve özel nitelikli çıkar hesaplarına dayandırıp bundan sadece menfaat sağlayan Siyonizme nikahlanmış hakim grupları,
- Ve nihayet yetkileri her an budanabilecek seçilmiş Başkanları olan bir ülke Amerika.
Bu ülke şimdi Trump isimli Tüccar tarafından yönetiliyor.
Peki bu ülkede bizim anladığımız manada ya da Batılı düşünce ve siyasal yapı itibariyle bir demokrasiden söz edilebilir mi?
Hayır.
Başkan Trump böylesine dev bir yapının Başkanı.
Ülkenin sorunları ise tüm dünyanınki kadar çok.
Amerikan devlet sisteminde insanın yani vatandaşın sosyal durumu her sorundan daha geride yer alır.
Amerika'da bir vatandaş kendi sosyal güvencesini aile fertlerinin her biri için ödediği aylık özel sigorta bedeli ile sağlayabilmektedir. Ama buna rağmen bir vatandaşın dişi çürüyüp ağrısından kıvranıyor olsa, dişini çektirebilmek için Diş Doktorlarına 500 Dolar ile 1000 Dolar para ödemesi gerekmektedir. Evet yanlış duymadınız. İsterseniz araştırıp öğrenebilirsiniz.
BU örnek bile Amerika'daki insanların sosyal hayatı ve güvenceleri konusunda size bir fikir verebilir.
Doymak bilmeyen bu dev yapı, bu gün sadece dünyanın varlıklarını tümüyle sömürme derdinde bir emperyalist güç olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyanın dört bir köşesinde silah zoruyla o köşelerde insanların hayatını idame ettirebilmek için elinde bulunan ekonomik kıymetlerin tamamını haraç alır gibi zorla alıyor ve sömürüyor.
Artık dünya tümüyle değişiyor. Bu emperyalist girişimlere bir direnç doğdu. Artık Amerika'nın özellikle Ortadoğu ve kimi Güney ve Orta Amerika ülkelerinde haraç alma zorbalığının devri de geçmiş gözüküyor.
Artık teslimiyet değil, başkaldırılar ve direnişler başlamış bulunuyor.
Amerika'nın dünyayı her yönden " TEK KUTUPLU " hale getirme zorlaması duvarlara tosluyor.
Dünya artık Amerika'nın müttefikliğine, altına imza attığı anlaşmaların varlığına ve Amerikan Yöneticilerinin iyi niyetli çabalarına rağmen bu ülkeden nefret edildiğini açıkça haykırıyor.
Çünkü bu zorbalıklarıyla ün salmış süper gücün önünde direnen ülke sayısı da giderek artmış bulunuyor. Bakmayın siz Ortadoğu'daki teslimiyetçi zobar fellahlara.
İşte Trump bu ülkenin Başkanı olduğu günden bu yana durmadan kabinesinde öne çıkan isimleri görevden alıyor. Sebep, Amerikan Sistemindeki zaafiyettir.
Temsilciler Meclisi ayrı, Senato ayrı, Pentagon ayrı bir güç olarak devlette hükümranlık iddiasını sürdürüyor. Bu yapıya karşı Yetkileri kısıtlı Başkan sadece kendi seçtiği kabinessi ile çalışmak zorunda kalıyor.
Oysa bu durum Başkan'ın arzu ettiği icraatı gerçekleştirmesine kabinesindeki kişi kadar handikapının olduğu anlamına da geliyor.
O sebeple bu kabinenin Dışişleri Bakanlarını, Savunma Bakanlarını, yetkisi dahilinde ise ve ne ölçüde başarabilirse, Ordu'nun üst kademesindeki Generaller arasından bazılarını değiştirebiliyor.
Bir de kendi atadığı Danışmanlarını.
Bu Danışmanların Başkan'a değil, Amerikan Devlet sistemindeki teamüllere ve eski Amerika'nın durumuna göre iş yapanlarını ise derhal görevden alıyor.
Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton işte bunlardan sonuncusu olmuştur. Bu görevden alma ise Bolton'un kaba, çirkin ve tam da nefret uyandıracak bir çalışma yapmasındandır. Yani Şahinler denilen kesimden olmasıdır.
Trump'ın kendi nam ve hesaplarına yaptığı en önemli işlerden biri hiç şüphesiz bu adamın görevine son vermesi olmuştur.
Peki bu görevden almalar ve yeni atamalar Amerika'yı rahatlatacak şeyler midir?
Hayır.
Çünkü baştan anlatmaya çalıştığımız gibi, Amerika'da uygulanan Başkanlık sistemi arızalarla malüldür.
O sebeple kimse bu sisteme öykünmesin diyorum.