Tepeden tırnağa, gırtlağına kadar siyasete gömülmüş güzel Türkiye'nin zavallı toplumsal yapısı sadece " İktidar olma " hevesindeki siyasetçilerin hışmından bir türlü kurtulamıyor.
Artık eskisi gibi Sağ-Sol diye bir şey de kalmadı.
Milliyetçilik ve mukaddesatçılık belli grupların, çıkarcı kesimlerin inhisarında.
Sol diye de bir şey kalmadı. İçeride İktidar olup düdüklerini öttüremedikleri için, bir de eskisi gibi bir bağımsızlık davaları, bir devrimcilik vesaire gibi ithal ütopik hevesleri de kalmadığı için bin parçaya bölünmüş durumdalar.
İşin kötüsü en devrimci geçinen fraksiyonları şimdi CIA'nın güdümünde, FETÖ ile darbe işbirliği halinde ve bu yolla iktidar olabilme hevesinde.
Sosyalizm ya da komünizm artık küflü sandıklarda saklanan ideolojik yayınlarda çürüyor.
Artık kimsenin solcuyum ya da devrimciyim demek gibi bir fantezisi de yok.
Bizim Sağcılar ise sadece cüppe ile sarık arasına sıkışmış durumda.
İstanbul'da üretilen zemzemden milyonlar kazanıp lüks sitelerde havuzlu villalarda " Ahkam-ı Şer'iyye " hafızlıyor, lüks ve şatafat içinde bir gün FETÖ gibi büyümeyi ve İktidarı ele geçirmeyi hayal ediyor.
Ve istisnasız bu ülkenin altını oymaya çalışan, ruhsuz, ilkesiz ve sadece midesi olan varlıklar biçiminde bir karışımın, sadece dünyevi kaygılarla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tepesinde tepinme imkanını yakalamak için gayret içinde olduğunu görüyoruz.
Anlayacağınız at izi başka izlere karışmış durumda...
Tam bir inkisar, tam bir ümitsizlik, tam bir gelecek kaygısı ve tam bir " Ruhsuz kargaşa " Ülkemizin üzerinde kara bulutlar gibi dolaştırılmaya başlamış bulunuyor.
Milletten oy alarak İktidar olamayacağını, İktidarda iken adam gibi davasının sahibi olamayıp dışlandığı için, İktidar olma yolunu Sağıyla Soluyla bir ittifak oluşturup, CIA'nın FETÖ'cü kaçkınlarla oturup hazırladığı RAND Corp. raporundan ve yeni bir darbeyle İktidar olma hevesinden veya böyle yeni bir ihanetten medet umanların şerriyle cebelleşiyoruz.
Günümüz Türkiye'sinin bin bir sorunu varken, bu şer cephesini oluşturan ve CIA'nın vereceği komutla yeni partiler kurup iktidarda söz sahibi olmak için şer koalisyonu oluşturmaya çalışanların hakkından gelinmez ise vay halimize...
Kısaca ve özetle:
19 yıldır bu ülkeyi istikrar içinde yönetmeye çalışan ve bir çok konuda memleketimize şöyle ya da böyle dinamizm kazandıran, istikrarı koruyan, bozulması için planlanan hain darbe girişimlerine ve içerden- dışardan engellenmesine rağmen hayli hizmetlerde bulunmuş olan bu İktidarın dik duruşunu desteklemek bu gün için bir vicdan borcu olarak ortada durmaktadır.
Tüm bu şartlar muvacehesinde;
Bu ülkeye sahip çıkılamazsa vay başımıza geleceklere...