Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
KONUŞMA ADABI 20-9-2019
Tarih: 20-09-2019 09:56:00 Güncelleme: 20-09-2019 09:56:00


Uzun yıllardır televizyonlarımızda yayınlanan aktüel tartışma programlarını izlerim. Bunun ötesinde yüzlerce televizyon programları hazırlamış, sunuculuk yapmış veya programlara konuk olarak katılmışımdır. Bunu değerli Okuyucularımın çoğu bilir.

Günümüzde çok iyi programlar hazırlayan meslektaşlarımız var. Bunları takdir eder, zaman zaman da keyifle izlerim.

Ne var ki, televizyonlarda tartışma programlarına katılan kıymetli insanların maalesef görüşlerini ortaya koyarken birbirine yaptığı saygısızlığın bu topluma yakışmadığına da şahit oluyoruz.

İki ayrı görüşten üçer kişi karşı karşıya oturuyor. Sunucu arkadaşımız konuyu açıyor ve bunlardan bir tarafın görüşünü soruyor. O bir taraf hangisi olursa olsun, söz verilen konuk bir meseleyi izaha başlar başlamaz sözünü kesiyor ve karşı görüş bildiriyor. İlk söz verilen kişi ne yapacağını şaşırıyor. İnsicamı bozuluyor. Hatta sözü öyle anlamsız bir biçimde kesiliyor ki, söz alan konuk ne yapacağını bilemiyor ve bu defa konuyla ilgili polemik yapmaya başlıyorlar. Bu iki konuk tartışsa iyi kötü bir şeyler anlaşılabilir. Ama bakıyorsunuz, stüdyodaki diğer konuklar da aynı anda konuşmaya, hatta bağırıp çağırmaya, işi şahsiyete dökmeye varan sözler sarf etmeye başlıyor. Ortalık karışıyor. Sunucu arkadaşımız konuklarını susturmakta hayli zorlanıyor. Ya araya reklam sokmak Yine başlıyorlar hiç de hoş olmayan tartışmalara.

Bu programları izleyenler ise oradaki konukların telefonları varsa ona yoksa sunucuya bir biçimde ulaşıp protestosunu bildiriyor.

Özetle:

Milyonlarca insanımızın izlediği bu programlarda özellikle de memlekette başka adam yokmuş gibi hep aynı kişileri konuk ederek tartıştıran televizyon yöneticileri veya program yapımcıları, bu programlardan dolayı hedefledikleri sonucu elde edemiyorlar.

Mesela ismini vermeden örnekleme yapacağım. Bir Hukukçu Muhterem var. Yıllardır ekranların yıldızı Mübarek.Ama başkasının  söz söyleme hakkına saygısı da yok. Şayet biri konuşuyor ve kendisine göre o karşısındaki kişinin görüşleri hoşuna gitmiyorsa ya müdahale ediyor veya ağzını yüzünü buruşturarak beğenmediğini ima ediyor.

Söze başladı mı konuşuyor da konuşuyor. Güya hukukçu ama kimsenin görüşüne de saygısı yok, hukukuna da.  Aynı yerde başkalarının konuşma hakkı bulunduğunu hiç hesaba katmadan bir başlıyor konuşmaya, hem de her programda söylediklerini belki bir programda daha bir kaç kere tekrarlıyor. " Hukukun evrensel ilke ve esasları " tabirini  belki bin kere teleffuz ettiği halde yine tekraren dile getiriyor. Her hafta değişik televizyonların kadrolu konuğu bu Hukukçu arkadaş gibi başka muhteremler de var. Bir kısmı körü körüne Muhalefeti, bir kısmı da körü körüne ve asla faydası olmayacak basit değerlendirmelerle siyasi iktidarı savunuyor.

Bu horoz döğüşünü bizler de yıllardır izlemeye mecbur bırakılıyoruz. 

Konuşma adabı diye bir şey var. Son olarak izlediğimiz bir televizyon programında CHP Yöneticilerinden Sayın Aykut Erdoğdu konuk idi. CHP'li Erdoğdu'nun sabrına ve olgunluğuna hayran kaldım. Karşısına oturtulmuş güya İktidar yanlısı genç bir Gazeteci Sayın Erdoğdu'ya konuşma imkanı bırakmadı, fırsat  tanımadı. Adamcağız ağzını açıp iki kelime söylemeden arkadaş başladı konuşmaya. Bu defalarca ve saatlerce süren programda devam etti.

Bravo doğrusu, tüm kibarca ikazlarına ve ricalarına karşılık karşısındaki mugalatacı ve içi boş savlarla güya İktidarı savunduğunu zanneden arkadaş, programın içine etti.

Çok tecrübeli Sunucu ise neredeyse çaresiz kaldı.

Türkiye'de bu işlerin ayağa düştüğünü söylemek içimden gelmiyor.

Ne de olsa mesleğimin içine düşürüldüğü durumdan kıymetli meslektaşlarımı korumak da benim göstermem gereken en doğal tavırdır. Ama artık programcı arkadaşlarımdan onların mesleki itibarını da, izleyici karşısındaki olumlu kabul ve tutumlarını da aşındıran bu durumlara gönlüm razı olmuyor.,

Bu yazımı Okudunuz mu Sevgili Ahmet Hakan?

Ya da diğer televizyonlarda program yapan Hanımefendi ve Beyefendi Meslektaşlarım. Bir meslektaşınızın bu eleştirilerinden bir şeyler çıkarabildiniz mi bilemiyorum.

Ama sizleri çok sevdiğim için bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. 

Ne olur kaliteyi düşürmeyin. 

Sizi Milyonlarca insanımız izliyor. Biliyorum, işiniz zor. Ama bizim gibi meslekten olan dostlarınızın  haddi olmaksızın yaptığı ikazlarına da ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.

 



Bu yazı 5147 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI