Rahmetli Erbakan Hoca'dan sonra Milli Görüş Davasının Lideri hiç şüphesiz ki Sayın Oğuzhan ASİLTÜRK'tür.
Oğuzhan Bey Türkiye siyasetinin Duayenleri arasında ve hatta en tecrübeli ve en önemlisi sayılabilir.
Belli ki Oğuzhan Bey Saadet Partisi'nin gidişatı hakkında mutlu değil.
Durum böyle olunca da değişimin anahtarı sadece O'nun elinde olduğu için gerekeni yapacaktır.
Son çıkışı da bunun ap açık atılmış bir işaret fişeği gibidir.
Sayın Temel Karamollaoğlu'nun uykularını kaçıran son açıklaması aynen şöyle:
Diyor ki Oğuzhan Bey," Saadet Partisi'nde görev yapanların sadece İktidarı tenkit etmekle yetindiğini görüyoruz. Böyle olunca ahlaki ve manevi değerleri savunduğu için Saadet Partisi'ni destekleyenlerin desteği azaldı. Bu nedenle seçim işbirliği dolayısiyle, baraj uygulanmadığı halde, bir önceki seçimde Milletvekili çıkaracak kadar oy aldığımız illerde Milletvekili çıkaramadık."
Parti Kongresi için bir " Liste hazırlığı içinde " olduklarını bildiren Oğuzhan Bey
çok önemli açıklamasında bu konuda şunları söylüyor:
"Benin gözetimimde geniş istişarelerle bir liste hazırlanacak ve kongre Başkanlığı'na sunulacak "
Sayın Oğuzhan Asiltürk'ün bu açıklaması çok önemli. Anlaşılıyor ki, mevcut Genel Başkan Temel Karamollaoğlu ve ekibini yetersiz hatta Milli Görüş Davasına hizmetten ziyade arzu edilmeyen bir siyasi ittifakın elemanları gibi görüyor.
Sayın Asiltürk Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı ve Parti'nin en önemli " Yüksek Yöneticisi " durumundadır. O'nun sözünden çıkabilecek tek bir Milli Görüş mensubu düşünülemez.
Hatta düşünülmemesi de gerekir.
Zira bu Siyasi Hareketin en kıdemli Kurucularından, hayatta kalan en önemli Siyaset ve Devlet Adamı durumundadır. O'nun sözü üstüne söz söyleyebilecek bir Milli Görüşçü de düşünülemez. Aksi olursa tabii ki çok yanlış olur.
Ancak, Temel Bey ve Parti Yönetiminde " RESMİ OLARAK " görev yapanlardan Parti Sözcüsü Sayın Aydın bir açıklama yaparak Oğuzhan Bey'e cevap vermeye kalkışmıştır.
O da bakınız bir yazılı açıklamasında ne dedi:
" Partinin karar organları olan Başkanlık Divanı ve Genel İdare Kurulu üyeleri ile teşkilat mensuplarının tamamı süreçlerin nasıl işlediğini biliyor. Saadet Partisi Yetkili Kurulları ve karar organları bellidir. Yine aynı şekilde tüzüğümüzde kongre kararının nasıl alınacağı yazılıdır. "
Bu açıklamayı yapan Parti Sözcüsü Sayın Oğuzhan Asiltürk'e " Senin Kongre toplamaya ve Parti Yönetim organlarını arzu ettiğin şekilde oluşturmaya ve Kongrede bunu kabul ettirmeye kalkışmana resmiyette bir imkan bulunmamaktadır."
Parti Sözcüsü bir kişinin Oğuzhan Bey'e karşı böyle bir açıklamada bulunması son derece " Hadsiz " bir tutumu akla getirmektedir.
Sayın Asiltürk bu Parti'nin Kurucuları arasında en önemli yere sahip olan hayattaki en tecrübeli Siyaset ve Devlet Adamıdır. O'nun iyi niyetli son açıklamasına karşı cevap verebilmek öyle " Yeni Yetme " bir görevlinin haddi ve hakkı olup olmadığını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Sonuç:
Saadet Partisi'nin son olarak başka hiç bir yenilik ve heyecan uyandırmayan, sadece CHP'nin ekmeğine yağ sürme yarışında önde giden bir Genel Başkan ile yoluna devam etmekte ısrarcı olması, fütursuzca ve anlaşılmaz biçimde İktidarı eleştirmekten öte bir beceri gösterememesi Sayın Asiltürk'ü bu açıklamayı yapmaya mecbur etmiştir.
Dahası artık Saadet Partisi Yöneticilerinden bazıları ileri başta Sayın Temel Karamollaoğlu'nun artık suyu ısınmıştır.
Gelişmeleri ve sonuçlarını bekleyip göreceğiz.