Türkiye'nin Suriye'de çatışmasızlığı sağlamak üzere Rusya ve İran'la varılan mutabakata göre yer aldığı İdlib arazisinde, Esed rejiminin akla ziyan bir saldırısına şahit olduk. Bunun üzerine Şehit olan 8 Mehmetçiğimizle 13 Yaralı Mehmetçiğimizin intikamını anında aldık.
Ne var ki, bu olay, Suriye konusunda şimdiye kadar yapılan iyi niyetli katkılarımızı yok sayan bir kalleşliği yaşamamızın sebeplerini çok iyi tahlil etmemizi de gerektiriyor.
Kontrolu Türkiye'de olan ve Mehmetçiğimizin 12 Kontrol noktasında gözlem yaptığı İdlib ve mücavirinde Suriye'de ne kadar terör örgütü ve bağlantılı silahlı unsuru varsa yuvalanmış durumda.
Suriye'deki terör örgütleri HTŞ (Hey'eti Tahriri Şam ) adı verilen, silahlarını ABD'nin sağladığı " Şemsiye terör örgütü " tarafından yönetiliyor. Oysa bu örgüt aslında Birleşmiş Milletler tarafından kabul ve ilan edilmiş bulunan " Terör örgütleri listesinde " yer almaktadır.
Türkiye'nin kontrolunda olan İdlib ve Mücavirindeki geniş arazi, Amerika'nın kurmayı hedeflediği PKK/PYD kukla devlet yapılanmasının Akdeniz'e açılabilmek için ele geçirmeye çalıştığı bir arazi olarak biliniyor.
Türkiye bu arazide kontrolü sağlayarak aslında PKK/PYD'yi yapılandıran ve Fırat'ın doğusunda Suriye'nin yüzde 35 toprağını işgal etmiş bulunan Amerika'nın bu niyetini engellemiş oldu.
Suriye topraklarında üç ayrı askeri harekat düzenleyerek sınırlarımıza yönelik tehditleri bertaraf etmek, Suriye'den kaçan milyonlarca sivilin ülkelerine dönmesini sağlamak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumaya yardımcı olmak ve Kuzey Suriye'de bir PKK/PYD uydu devlet yapılanmasının kurulmasını önlemek için hayli çaba sarf ettiğimiz biliniyor.
Bu açık ve net tavrımıza ve Suriye'deki fiili duruma bu gerekçelerle müdahale etmiş olmamıza rağmen, Rusya destekli Suriye ordu birliklerinin Türkiye'yi hedef alan son saldırısını izah edebilecek bir sebep bulunmadığı aşikardır.
Suriye yönetimi Rusya'dan izinsiz böyle bir saldırıyı asla gerçekleştirecek durumda olmadığı açıkça ortadadır.
Bu gerçek ortada iken ve Rusya'nın bu arazideki durumla ilgili olarak İran ve Türkiye ile vardığı mutabakatı görmezlikten gelmesi, güven sarsıcı son derece kötü bir durum olmuştur.
Suriye'de kartlar açılmıştır. Amerika ve Rusya bu ülke üzerinde sağladıkları çıkarları konusunda birbirlerine karanlıkta göz kırpmaktadırlar.
Fırat nehrinin doğusundaki geniş arazi Amerika'nın ve dolayısiyle PKK/PYD'nin kontroluna verilmeye hazırlanmaktadır. Fırat'ın Batısı ise Suriye'deki terör örgütlerinin sıkıştırıldığı bir bataklı haline getirilmiştir.
Amerika'nın hedefi İDLİB'i de kontroluna alarak terör örgütü olarak bilinen HTŞ'yi burada daha da güçlendirmek, destekleyip Akdeniz'e İDLİB arazisinden bir koridor açmaktır.
Ne tekim, Amerikan Yönetimi adına bölgeden sorumlu Özel Temsilciler ile ABD Dışişleri'nden kimi Yetkililer, daha şimdiden HTŞ'yi bir terör örgütü gibi görmediklerini ifade etmeye başladılar.
ABD Yönetimi adına yapılan bir diğer açıklamada ise bölgede Türkiye'nin yanında olunduğuna dair inandırıcılıktan uzak ifadelere yer verilmiştir.
Suriye'den 9 Milyon insan yer değiştirdi. 7 Milyon Suriyeli ise 4 Milyonu Türkiye'ye olmak üzere Ürdün'e ve diğer bazı ülkelere sığındı.
Şimdi artık 7-8 ayrı terör grubunu bir çatı altında toplayarak Suriye'yi en az ikiye bölecek bir plan hem Amerika ve hem de Rusya'nın gizli mutabakatı ile İDLİB ve mücavirinde gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bunun için ise Suriye'nin Rusya emrindeki zavallı yorgun ve bitkin ordusu kullanılıyor.
Son tahlilde Suriye meselesi çok daha çetin bir evreye savrulmuş bulunuyor.
Belki de Türkiye'nin Suriye ile savaşmasının zemini hazırlanmaya çalışılıyor.
Hiç bir uluslar arası yasanın, hiç bir mutabakatın ve sözleşmenin ya da anlaşmanın hükmü olmaksızın, emperyalistlerin tasallutuna maruz kalmış zavallı bir dikdatörün "Güya yönettiği" Suriye'deki rejiminin ömrü de bu son gelişmelerle daha da kısalmış oluyor.
Güney komşumuzda tarihin en acımasız insan katliamı yaşanıyor.
Kendi Hükümeti tarafından şehirleri bombalanan, kendi vatandaşlarından milyonlarca insanı katleden ve kaçan milyonlarca insanın perişan bir halde canını kurtarabildiği, tarih yadigarı şehirlerin yerle bir edildiği Suriye'nin ESED rejimi bertaraf edilse dahi yeniden ayağa kalkabilmesi neredeyse yüz yıllık bir zamana ihtiyaç göstermektedir.
Suriye'de oynanan yeni stil HAÇLI oyununa ve planlarına iyi dikkat etmek gerekiyor. Bu ülkede oynanan çirkin oyuna çok dikkat etmek gerekiyor. Zira neticede burada olanların ucu gelip bizi buluyor.