Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
SUYUNU ÇIKARANLAR 23-09-2020
Tarih: 23-09-2020 10:11:00 Güncelleme: 23-09-2020 10:11:00


Bilmiyorum sizler de sürekli izliyor musunuz?

Çok izlenen iki televizyon kanalında yıllardır hep aynı konularda belki binlerce kere görüşlerini dinlediğimiz, ama bir türlü " vazgeçilmez " bilge kişilermiş gibi huzurlarımıza getirilen çok değerli tartışmacıların artık sıkıntı veren konuşmalarıyla bunaltı gelmeye başladı.

Sayıları belli, görüşleri belli, dağarcıklarında ne olduğu herkesçe bilinen bu Değerli Şahsiyetlerin dönüp dolaşıp meseleleri iç politikaya getirip birbirine hakaret etmeleri de işin ne kadar cıvıdığını göstermiyor mu?

Bazı kaliteli programlar da yok değil. Ama genelde hep aynı kişilerin bir horoz döğüşüne çevirdiği bu programların yayınlayan televizyon kanallarının kaliteli yayın amacına ne kadar hizmet ettiği doğrusu merak konusudur.

Türkiye bu kadar fikri çoraklık halinde bir ülke midir ki, çok ünlü televizyon programcılarının hep aynı kişilerle yıllardır her hafta oturup program yapmaları anlaşılabilsin.

Seviyenin bu denli kaybolduğu tartışma programlarının yayımlanması ayrı bir mesele. Ama bir de bu ülkenin aydın kesiminin aklına, fikrine, kültürüne, mesleki tecrübelerine saygısızlık edercesine görüşler ortaya koyanlara itibar edilmesi ise ap ayrı bir meseledir..

Her konuda söyleyecek sözü olanlar aydın değildir.

Her konuda kamuoyuna görüş belirtenler olsa olsa haddini bilmeyenlerdir.

Her akşam bir televizyona çıkarak şu ya da bu partiyi savunduğunu zannedenler aslında o siyasi partilere kötülük yaptıklarının farkında olmayan sığ görüşlü kişiler ise, bunun da ülkede siyasi açıdan bir partiye meyli olan veya taraftar olan kitlelere belli ölçüde olumsuz bir etkide bulunduğunu düşünmek lazımdır.

Bir partinin propagandası için kurulmuş televizyon kanallarında o partinin görüşlerinden başka hiç bir şeye itibar etmeyen " Partizan " gazeteci ya da başka meslek erbabı tanıdık kişilerin OBJEKTİF olmaları imkansızdır.

Siyasi olarak şu ya da bu amaçla herhangi bir partinin borazanlığını yapıp, üstelik de  insanlara " Ben o partiliyim ama görüşlerim partimi bağlamaz " gibi samimiyetsiz ve gülünç ifadelerle kendilerini temize çıkarmaya çalışanlar ancak kendilerini kandırdıklarının farkında bile değiller.

Televizyonculuğun ve Gazeteciliğin bu denli fanatik ve seviyesiz parti taraftarlığını yapanların kumpasından kurtulmadan sağlıklı bir yola girmesi ve topluma faydalı olması mümkün değildir.

Oysa Medyanın toplumu doğru ve objektiff bir biçimde bilgilendirmesi işin ehemmiyeti gereğidir.

Kimse kusura bakmasın. Türkiye kamuoyu bu tarz medya yapılarından hoşlanmıyor, hatta bir kesim nefret ediyor.

Bu durumu değerli meslektaşlarımızın anlamış olması gerekir.

Hep aynı görüşleri hep aynı konularda ve hep aynı biçimde konuşan ne Hukuk Profesörleri ve ne de Gazetecilerle diğer kıymetli meslek erbabı şahsiyetler artık itici olmaya başlamışlardır ve tabir yerinde ise " AŞINMIŞLARDIR "

Bir başka açıdan düşündüğümüzde de, bu ülkenin yetiştirdiği çoğu kıymetli aydınlar seviye dibe vurduğu için televizyonların program davetlerine icabet etmiyorlar.

Acizane görüşüme göre medyamızın içinde bulunduğu bu durumdan sür'atle çıkması gerekir. Aksi halde zarar etmeleri ve " izlenmeme cezasına " daha çok çarptırılmaları mümkün olacaktır.

Benden bir dost uyarısı olsun ve kimse başka bir anlam vererek yazımı yorumlamasın. Zira bu mesleğe hayli emeği geçmiş bir Gazeteci olarak  Meslektaşlarımın başarılı olmalarını, bu ülkeye ve topluma, önlerine konulan imkanları iyi kullanarak hizmet etmelerini gönülden arzu eden bir dostlarıyım.

Mesleğin suyunu çıkaranlara değil, tavsiyelere itibar eden ve başarılarıyla sevindiğim kardeşlerimize  bir dost değerlendirmesi olarak bunları yazdım.

Haddimi aşmış isem lütfen bağışlasınlar efendim.

 



Bu yazı 4580 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI