Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk' ü kendi siyasal istismar malzemesi olarak görenlerin son zamanda yaptıkları tartışmayı da acıyarak izlemekteyiz.
CHP'liler kendi aralarında " Mustafa Kemalcılar" ve "Atatürkçüler " olarak ikiye ayrılmış vaziyette.
Bizler ise Atatürk için, " Gazi Mustafa Kemal Atatürk " demeye devam eden bir başka kesimin tarafında yer alıyoruz.
Peki doğrusu nasıl olmalıdır?
Atatürk hangi sıfatıyla anılmalıdır derseniz, " Atatürk " demek yeterlidir.
Ne var ki O'nun kurduğu partinin üye ve yöneticileri Atatürk'ü sadece kendilerine mahsus bir LİDER şahsiyet olarak gördükleri ve bize bir tarafından " Miras " olarak bu ülkeyi bıraktı diyerek tek taraflı sahiplenme içinde oldukları için bir türlü millet ekseriyetiyle barışamıyorlar.
Büyük Atatürk sanki CHP'yi bu Milletle ve değerleriyle asla buluşulmasın diye kurmuş.
Dahası gün gelip işi zıvanasından çıkarsınlar da benim ismimi bile kavga münakaşa konusu yapsınlar diye de CHP'yi kurmamıştır.
Çok daha önemli olan husus ise şudur:
Atatürk CHP'yi bir tarikat partisi olarak da kurmamıştır.
Şayet bu gün CHP'de bir iç çekişme, üstü kapalı bir parti içi iktidar mücadelesi yaşanıyor ise, bunun ATATÜRK üzerinden yapılması, sahte ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ele verilmesinden başka bir anlam ifade etmez.
O sebepledir ki aralarında anarşist ruhlu parti yöneticilerinin sert mücadelesi hep Atatürk üzerinden sürdürüle gelmektedir.
Oysa onların ideolojik gen yapılarında Atatürk'ten çok ya Lenin'in ya Stalin'in,ya Mao'nun ya da bir başka komünist önderin etkili olduğunu gözleyerek bu günlere gelmişizdir.
Bu gün onlar arasındaki gizli mücadele alanları ya da gizledikleri asıl genetik kodlar ile Mustafa Kemal Atatürk'ün hiç bir alakası yoktur ve de olamaz.
Atatürk'ün kurduğu CHP bugünkü haliyle iktidara talip ama iktidar olduğunda nasıl bir Türkiye'de yaşamamızı sağlayacağı hususunda kendi içinde ATATÜRK'ü nasıl anacakları konusunu bile halledebilmiş değillerse, onlardan kim ne bekleyebilir ki?