Görüyoruz ki Bülent Arınç'ın beklenmedik bir çıkışı sebebiyle çıkan tartışmaların ve tepkilerin altında kalarak istifa etmesi üç-beş gün içinde gündemden düştü.

Çok iyi biliyoruz ki aradan biraz daha zaman geçerse Arınç'ın adı bile anılmaz olacak. Ama Bülent Arınç'ın yapısı böyle bir unutulmaya müsait mi derseniz, benim acizane görüşüm şudur:

Bülent Bey asla siyaset denilen dikenli yolda yürümeyi terkedecek bir yapıya sahip değildir. Bu böyledir ama, bundan böyle ne yapacağı da merak konusu olmaya devam edecek.

Sonuçta ne yaparsa yapsın, bana göre son çıkışıyla hayatının yanlışını yapmıştır. Bundan sonra daha başka yanlışlar yapmasına müsait bir ortam olmayacaktır. İsterse denesin; Hep beraber görürüz...

Olmaz ya bana tavsiyemi sorsa, " Beyefendi en iyisi siz artık gerçekten Torunlarınızla ilgilenin. Onların size ihtiyacı vardır. Nasıl olsa " Veliahtınız " siyasette sizin boşalttığınız koltukta oturuyor. " derim.

GELELİM DİĞER SİYASİ MESELELERE

Son seçimlerden çıktığımız günlerin hemen akabinde sil baştan yeniden seçim veya erken seçim tartışmalarını ortaya atan ciddiyetsiz bir iklimin içine düştük.

Yenilen pehlivan güreşe doymaz diye bir söz vardır. Ama ortada bir pehlivan da göremiyoruz.

Dünyanın neresinde minderdeki bir pehlivanın karşısına üç kişinin güreş tutmaya çıktığı görülmüştür?

Türkiye'nin tek sıkıntısı müzmin muhalefeti iktidara taşımak için yine bir erken seçime gitmek midir?

Sanki bu vaziyetleriyle hemen yarın seçime gidilse, acaba son seçimde aldıkları kadar oy alabilecekler mi?

Kamuoyu yoklamalarının hepsi başta Ana Muhalefet Partisi'nin hayli oy kaybettiğini gösteriyor.

Henüz Muharrem İnce partisini kurmuş bile değilken en az yüzde 10 dolayında oy alabilecek denildiğine göre, acaba bir erken seçimi bunun için mi istiyorlar diye düşünmeden edemiyoruz.

Muhalefetin umudu " Korona virüs"  salgınına bağlanmış gibi görünüyor.

Hastalık yayıldıkça son derece başarılı bir performans gösteren Sağlık Bakanı'na saldırmalarının altındaki sebep de budur.

Sanki Sağlık Bakanlığ daha fazla hasta açıklaması yapsaydı, bu Muhalifler işi gücü bırakıp Sağlık Bakanı'na ve hastalarımıza yardıma koşacaklardı..

Millet dünyada be Türkiye'de neler olduğunu çok iyi biliyor.

Korona Virüs'ten iktidar çıkmayacağını da...

Türkiye bu salgına halkımızın dikkatsizliği ve her gün televizyonlardan, radyolardan bıkmadan usanmadan uyarılar yapan Sağlık Bakanı'nın tavsiyelerine uymama gibi bir gaflete düşmesinden dolayı son durumla karşılaşıldı.

Çünkü virüs taşıyan bir kişi yoğun kalabalıkların içinde tedbirsiz dolaşıp onlarca insana virüs bulaştırmıştır. Bulaştan etkilenenler de her birisi diğer onlarca insana bulaştırmıştır ve bu durum meydana gelmiştir.

Böyle bir toplum yapısına hangi Sağlık Bakanı, hangi Cumhurbaşkanı, hangi Hükümet ve kimler maske taktırabilir diye gerçekten merak ediyor insanlar...

Tehlikeyi gören, duyan ve bir gün hastalanıp ölebileceğini hiç düşünmeyen, maskeyi dirseğine takıp sokaklarda gezen " Medeni ! " insanlarımız oldukça bu salgınla mücadelemiz epey süreceğe benziyor.

Hiç kimsenin canla başla çalışan Doktorlarımıza, sağlık personeline ve de bu işin başındaki Sayın Bakan'a söz söyleme hakkı yoktur.

Bunu yapanlar ise son derece çirkin bir tavır içinde olmuşlardır ve haksızlık yapmışlardır. Bu işin siyaseti olmaz...