Amerika Birleşik Devletleri'ni ve bu ülkenin Türkiye'ye bakışını doğru anlıyor muyuz?
Doğru anlıyoruz da anlamıyor gibi mi yapıyoruz.
Doğru anlıyor ve tanıyor isek ne ala.
Ama doğru anlamıyor isek tam bir felaket.
Mesela Amerika bizim gerçekten müttefikimiz mi?
Şayet müttefikimiz ise neden Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'nin yani bölgedeki en önemli müttefikinin güney sınırlarında bir terör devleti kurmaya çalışıyor? Bu amaçla binlerce tır ve uçak dolusu silahı hem Suriye'yi ve hem de Türkiye'yi bölmeye çalışan bir terör örgütüne neden taşımıştır? Dahası bu terör örgütünün derme çatma militan gruplarını neden ve kime karşı büyük masrafları göze alarak eğitmeye devam etmektedir?
Peki Amerika Türkiye'yi anlıyor mu?
Hayır, anlamıyor.
Anlıyor olduğunu kabul etsek ya da onlar bizim kendilerini doğru tanıyıp anladığımızı farz etseler ya da kabul etseler, aramızda bu kadar çok gerginlik, bu denli yoğun anlaşmazlık zuhur eder miydi?
Hayır!..
Demek ki Amerika'nın iki yüzü var.
Daha doğrusu iki Amerika var karşımızda. Biri dost ve müttefik Amerika, diğeri tam da düşman bir Amerika.
Şimdi herhangi bir Türk vatandaşına sorsanız, " Amerika bizim en büyük düşmanımızdır " diyecektir.
Dahası, Türkiye çapında her kesimden, her meslekten, her yaştan aklı başında milyonlarca insan arasında bir anket yapılsa, bu anket sonucunda Amerika'nın en büyük düşman olduğu kanaati ortaya çıkacaktır.
Peki ülkemizde arkasında durup kanlı bir darbeyle yönetimi ele geçirmesi için her türlü planı yapan ve bunu gerçekleştiren, faillerini de kucağında besleyen Amerikan istihbarat teşkilatları, Türk Milleti'nin artık Amerika'dan nefret ettiği gibi bir gerçeği kendi Devlet Yetkililerine bildirmiyorlar mı?
Elbette CIA, FBI ve daha adını bilmediğimiz kim bilir kaç istihbarat örgütü bu konuda Türk Milleti'nin tavrını tespit etmiş ve ABD Yöneticilerine bu durumu bildirmiştir.
Tüm bu bizce bilinen gerçeklere rağmen Amerikan Yönetimi (Ki hepsi ayrı bir ejderhanın başı gibi çalışıyor)acaba Türkiye'yi tamamen hiçe sayan bir tutumun kendi açılarından daha yararlı olduğuna mı inanıyorlar?
Belli ki öyle...
Türkiye müttefiki Amerika'dan hava savunma sistemleri yani Patriotları almak istediğinde tenezzül edip cevap bile vermiyorlar. Ya da ejderha başlarından birini bahane edip olumsuz cevap veriyorlar.
Türkiye Rusya'dan S-400'leri alınca da ortaklığımızda üretilen F-35 savaş uçaklarını vermeyeceğini " S-400'lerin bu uçakların sistemini zaafa uğratacağı" nı bu konuda aldıkları karara bahane olarak öne sürüyorlar.
Oysa bu tek taraflı bir adım olmasına ve F-35 projesine Türkiye'nin de hem üretim ve hem de sermaye açısından ortak olmasına rağmen, " Müttefiklik ruhunu, ortaklık ahlakını ve baştan yapılan uluslar arası anlaşmaları " hiçe sayarak böyle bir açıklama yapılmasını nasıl kabul edebiliriz bunu hiç düşünmüyorlar mı?
Elbette düşünüyorlar.
Ama Amerika'nın hesapları başka.
Amerika Büyük Ortadoğu Projesi adıyla son yıllarda gerçekleştirmeye çalıştığı bölge hegemonyasına karşı en büyük engel olarak Türkiye'yi görüyor da o sebeple böyle iki yüzlülük yapıyor.
Hem ortaklığını yaptığımız F-35'leri vermeyeceklerini açıklıyor, hem de hiç utanmadan, " Türkiye bizim en kıymetli müttefikimiz " gibi sahte bir tavırla bizi aklınca uyutmaya çalışıyor.
Ama biz Amerika'yı çok iyi tanıyor ve anlıyoruz. Artık her kalleşliği yutmuyoruz. Çünkü hem devir değişti, hem de imkanlarımız eskisi gibi değil, alternatiflerimiz ise giderek artmış bulunuyor.
İşte sadece bunu bilmiyorlar.
Aslında biliyorlar da bilmiyor gibi davranmaya devam ediyorlar.
Bu çürük, anlamsız ve sinsi zannettikleri politikalarına devam etsinler bakalım.
Kim bu sinsi niyetlerini yutacak ve sonuçta kim haklı çıkacak göreceğiz.
Biz Amerika'yı çok iyi anlıyor ve tanıyoruz. Ya onlar? Onlar bizi tanıyor ve anlıyor mu?
Hayır!...