Güya İstanbul'un Taksim'inde, Beyoğlu'nda kadınlar günü kutlanıyor.
Ellerindeki kartonlara yazdıklarının hiç birini burada yazmaya hiç bir terbiye, hiç bir ahlaki gerekçe izin vermediği için yazamayacağım.
Bir sürü halinde aile hayatını, kadının iffetini, namusunu, şerefini ayaklar altına alan sloganlarla gösteri yapıyorlar.
Kim bunlar?
Elbette hepimizin düşündüğü anlamda kadın değiller.
Kadın değerli bir varlıktır.
" İstediğim gibi yaşar, istediğimle yatar kalkarım, mal benim değil mi, istediğimle paylaşırım. Aile de neymiş " gibi son derece iğrenç sloganlarla gece yarılarına kadar sokağa dökülen bu mahluklarla bizim bildiğimiz Türk kadınının hiç alakası yoktur ve olamaz.
Türk kadını namus abidesidir. Vatanı işgale uğradığında evdeki altı aylık bebeğini beşikte bırakıp cepheye yardım taşıyan ve bu sayede Türkiye'yi kurtaran analardır KADIN.
Türk kadını imanlıdır. Ezan sesini duysa, kucağındaki bebeği ağlıyorsa, onu susturmanın çaresini bulan ANA'dır.
Türk kadını, Vatanını Milletini, Bayrağını, Devletini koruyan, Dinine dokunana, hakaret edene isyan edendir.
Türk kadını evlenmeden başka erkeklere kendini teslim etmeyendir. Türk kadını sürtük değildir. Gece yarısı seyip sığır gibi sokaklarda sürtüp gezmez.
Türk kadını ezan sesi duyunca hep bir ağızdan ıslık çalıp ezanı protesto etmez.
Demek ki, bu kadınlar günü denilen Yahudi uydurmasının çok özel bir maksadı varmış.
Bunu anlamayacak ne var?
Tıpkı sevgililer günü gibi bir şey...
Gelin görün ki, bunu dahi siyaset alanının malzemesi yapmak adına koskoca siyasetçiler tebrik yarışına girdiler.
Şimdi herhalde pişman olmak bir yana mahcup olmuşlardır. Belki de yüzleri yere geçmiştir.
Acaba öyle midir?
Hiç sanmıyorum.
Siyasi ikbal ya da imkan paylaşımı adına her şeye eyvallah demenin ve bunu da şuursuzca yapmanın ne demek olduğunu, işin nerelere kadar dayandığını bu son iğrenç olaydan sonra belki anlamış olabilirler.
Bu ülkenin namuslu şerefli, iffetli, terbiyeli kadınlarının yüzünü kızartan bu tür olayları tebrik ve tebşir etmek hangi dinin ve imanın gereğidir?
Bunu bana anlatacak akil bir siyasetçi gösterebilir misiniz?
Bu alçaklığın, terbiyesizliğin, kadını aşağılara iten sürtüklüğün hesabı birilerine sorulmalı değil midir?
Hangi ülkede yaşıyoruz Allah aşkına?
Türkiye'mizin temiz toplumunu kirleten bu ahlaksızların sokaklardaki rezaletleri gün geçtikçe değişik biçim ve değişik ad altında yaygınlaşıyor ve buna engel olunamıyorsa, bu memleket sahipsiz mi? diye sormak gerekmez mi?
Ey vicdan ve merhamet sahibi Yöneticilerimiz!
Bu sokaklardaki binlerce iffetsiz, hayasız ve terbiyesizler sürüleri nasıl oldu da bu derece çoğaldı?
Buna hiç kafa yoruyor ve çare düşünüyor musunuz?
Lütfen bunu çok önemli bir toplumsal sorun olarak ele alıp çare bulmaya niyetiniz var mı yok mu? Lütfen açıklayınız.
Çünkü bu Aziz Millet kadınlar günü rezaletinden dolayı son derece rencide olmuştur.
Dünyanın başka ülkelerinde de bu tür gösteriler yapıldı. Ama bizdeki gibi çirkeflik hiç bir gavur memleketinde bile görülmedi.
Şimdi biri bana söyleyebilir mi ki, biz bir İslam toplumuyuz, bizi Müslüman Yöneticiler yönetiyor ve asla rencide olmamıza izin vermiyorlar.
Bilmem derdimi ıstırabımı, üzüntümü anlatabildim mi?