Corona virüs salgını tüm dünyayı kasıp kavuruyor.
Tüm çabalara ve tedbirlere rağmen maalesef ülkemizde son derece endişe verici bir durumla karşı karşıyayız.
Hiç şüphe yok ki, bu salgınla mücadele konusunda Devlet ve Bilim çevreleri, Üniversitelerimiz, Doktorlarımız, sağlık kuruluşlarımız canhıraş bir çaba içinde.
Ama maalesef, bir ara önlenebildiğine dair ümidlerimiz canlanmıştı. Şimdi çok kötümser bir durumla karşı karşıya kaldık.
Gelinen noktada yaşlılarımızın hemen hemen tamamına aşılama yapıldığı halde, öldürücü virüsün etkisi korkunç bir tabloyu önümüze koydu.
Geçtiğimiz Cuma günü vaka sayısı 55 bin 791 olarak tespit edildi. Hasta sayısı ise,
2 bin 408 olarak bildirildi. Aynı gün içinde maalesef 253 Vatandaşımızın hayatını kaybettiği açıklandı.
Aile ocaklarına acı ve hüzün hakim iken, bu durumun sebeplerini açıklayan Uzmanların ortak görüşü ve düşüncesi aynen şöyle özetleniyor:
Tedbirde KUSURLUYUZ!..
Evet, gerçekten insanlarımız bu korkunç hastalığa yakalanmamak için yeterince tedbirli olamıyor. Sebebi ise hayatı idame ettirebilmek için çalışma zorunluğu, umumi vasıta kullanma mecburiyeti ve kalabalık iş yerlerinde yakın temasın zorunlu olduğu işlerde çalışma mecburiyeti.
Bu mecburiyetler sebebiyle çalışan aile fertleri evlerdeki insanlara virüs taşıyor ve maalesef hızlı bir yayılmanın müsebbibi oluyorlar.
Şimdiye kadar aşılanan insanlarımızın ikinci aşıyı da yaptırmış olmasına rağmen risk altında olduklarını Uzmanlar açıklıyor. Aşı oldum diye tedbiri elden bırakmamak gerektiği bilhassa belirtiliyor.
Geçen yılın 7 Mart verilerine göre vaka sayısı 11 bin 187'den 54 bin 740'a yükselmiş. Son günün rakamı ise 55 bin 791 olarak belirlenmiş.
Durum vahim. Ama Ramazan geldi diye İstanbul'un Mısır Çarşısına bir kilo peynir, ya da hurma veya başka bir kahvaltılık almak için birbirini ezen insanların halini görünce doğrusu " PES ! " demekten kendimizi alamıyoruz.
Bu ne duyarsızlıktır böyle?
İnsanlarımızın ölümü bu denli hafife almalarına şaşırmamak elde değil.
Salgının hızla ve korkunç bir biçimde yayıldığı İlimiz İstanbul. Türkiye genelinde tespit edilen vaka sayısı itibariyle, İstanbul yüzde 40'ın üzerine çıkmış vaziyette.
Salgının KULUÇKASI haline gelmiş bir metropol olan güzel İstanbul'umuzun bu durumdan kurtarılması için çok acı ve sıkıntı verse de zecri tedbirlere baş vurulması kaçınılmaz olmuştur. Çünkü İstanbul'a Anadolumuzun diğer İllerinden her gün binlerce insan gelmekte ve yaşadıkları şehirlere virüs taşıyıcısı olabilmektedir.
Salgının sür'atle yayılmasının önüne geçmek için şehirler arası seyahatin hiç olmazsa ramazan ayı boyunca yasaklanmasında fayda vardır.
Türkiye dünyanın çok önemli bir merkez ülkesidir. Ülkemize yurt dışından gelen insanlara uygulanan 15 günlük karantinaya mutlaka tekrar başvurulması zorunluğu vardır.
Adına " Mutant virüs " denilen şekil değiştirmiş, yani anlayabildiğimiz kadarıyla mutasyona uğramış virüsün salgın haline geldiği ülkelerden de bizim ülkemize virüs taşındığı ortaya çıkmıştır. Hatta bu " Mutant Virüs" ün bir çeşidine aşı falan da engel olamıyor. Bu Uzmanlarımızın görüşüdür. Madem ki öyledir, yurt dışına gidiş gelişlerde mutlaka belli bir kontrollu karantina uygulanması kaçınılmazdır.
GELELİM AZGINLAR DÜNYASINA...
Dünyada Milyonlarca insanın hayatına mal olan bu salgına rağmen, medeni diye adlandırdığımız ama maalesef aslında " BEDEVİ " olan kimi süper güçler kudurmuşcasına sağa sola saldırmanın hazırlığı içinde.
Dünyayı yeni bir savaş korkusu sarmış vaziyette. Ukrayna konusunda Rusya'nın takındığı tutum ve meydana getirdiği " Fiili durum " bahane edilerek başta Amerika ve dolayısiyle NATO'nun bu ülkede bir savaş çıkarması ihtimali üzerinde kafa yorulmaya başladı.
NATO Üyesi olan Türkiye her ne kadar barışçı bir tutumda ısrar etse dahi, yarın ne olacağını tahmin etmek mümkün değildir.
ABD Başkanı Joe BIDEN tüm dünyayı karıştırabilecek bir Lider olarak korku salmaya başlamıştır. Bu yaşlı ve dengesiz Başkan Amerikan tarihine bir kara leke olarak geçecek yeni bir çıban başı daha oluşturmanın peşindedir.
Suriye'yi ve diğer bölge ülkelerini getirdikleri durum ortada iken, bir başka kriz merkezini Doğu ve Orta Avrupa topraklarında Rusya'ya rağmen oluşturmaya ve bunu da Avrupalı Müttefikleriyle yapma çabasındadır.
Çok tehlikeli bu gelişmenin Corona Virüs salgınıyla perişan olan Avrupa ülkelerinde çok daha korkunç bir gelişmeye zemin hazırlayarak insanlığın mahvına sebep olabileceği açıktır.
SON söz:
Yüce Rabbimiz günümüz insanlık alemini boşuna bir virüsle baş edemeyecek durumda acze düşürmüştür. Ama İmansızlar, insanlık düşmanları bunu anlayacak basiretten ve inanç dünyasından çok uzaktırlar.
BU HAYIRLI RAMAZAN AYINDA tüm Aziz Milletimize ve insanlık alemine hayırlı bir gelecek temenni ediyor, Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum Efendim...