Korona virüs salgını önceki günkü tespitlere göre 31 bin 76 vatandaşımızın vefatına sebep oldu.
Günlük vaka sayıları ve ölümler beklenmedik bir biçimde artıyor.
Önceki gün 29 bin 58 yeni vaka tespit edilmiş.
Günlük hasta sayısı 1035 olmuş.
İyileşen hasta sayısı ise 17 bin 164 olarak açıklanmış.
Görüldüğü gibi; Vaka sayısı ile iyileşen hasta sayısı arasındaki fark 11 bin 894.
Bu rakamlar gerçekten ürkütücüdür.
Maalesef, bu durumdan anlaşılıyor ki, insanlarımız son derece tehlikeli ve öldürücü bu salgın konusunda hala umursamazlık içindedir.
Ne tekim, alınan tüm kısıtlama tedbirleri, salgınla mücadelede Devletimizin gösterdiği gayret ve hassasiyeti boşa çıkaran bir tavır içinde olduğumuz net bir biçimde ortadadır.
Bu konuda toplumsal bilincin oluşması için her türlü gayret ve fedakarlığın yapıldığı da bilinmektedir.
İleri Avrupa ülkeleri ile diğer dünya ülkeleri arasında yine de en iyi durumda olduğumuz bir gerçektir. Aşılama çalışmaları tüm vatandaşlarımıza ulaştırılmak üzere planlanan bir biçimde devam ediyor. Aşı temini hususunda her türlü tedbir alınmış ve gerekli bağlantılar yapılmıştır. Bütün vatandaşlarımızın en fazla üç-beş ay içerisinde aşılanması mümkün olabilecektir.
Öte yandan Türk Bilim Adamlarımızın Üniversitelerimizde geliştirdiği aşıların ikinci faz çalışması da tamamlanmıştır. Üçüncü fazdan hemen sonra yerli aşılarımızın da üretimi yapılacak ve bu korkunç salgından insanlarımızın korunması cihetine gidilecektir.
Şimdiye kadar geliştirilen aşıların uygulamasından 6-7 ay sonra yeniden bir salgınla karşılaşılması da muhtemeldir. Allah korusun aşılananlar da belki yeniden hasta olabileceklerdir. O sebeple tekraren aşılamaya başlanılması bile gündeme gelebilecektir. İnşallah böyle bir durumla karşılaşmayız.
Korunma tedbirlerinin sadece maske kullanımıyla alınmış olamayacağı da biliniyor. Ama maske takmak artık epeyce bir süre elbise giymek gibi bir ihtiyaç halini alacaktır. Buna ilaveten asıl tedbirin " Sosyal mesafeye" dikkat edilmesi olduğu da asla akıldan çıkarılmamalıdır.
ÇOK KÖTÜ BİR ÖRNEK
İstanbul'un gelişmiş modern semtlerinden Kadıköy'de bir kaç gün önce İskele meydanına toplanan binlerce kişi omuz omuza bir protesto gösterisinde bulundu.
Gösterinin amacı, " İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline karşı olunduğunu " göstermek içindi.
O gösterinin fotoğrafını gördüğümde çok üzüldüm. Zira çoğunluğu Kadıköy halkının " AYDIN " olarak bilindiği konusunu akla getirdi.
İstanbul gibi bir metropolün en bilinçli davranması beklenen halkından böyle bir umursamazlığı, fevkalade kötü bir örnek olarak toplum sağlığı açısından "CİNAYET " gibi düşünmeden edemedim.
Bu toplumsal bilinç hali esasen toplumun tüm meselelerine dair ne durumda olduğumuzu da göstermiştir.
Maalesef, bu dikkatsizlik, bu özensizlik ve bu duyarsızlık devam ettiği sürece salgının üstesinden gelmek için başka hiçbir tedbirin fayda sağlamayacağını kabul etmemiz gerekiyor.
En azından salgınla mücadelenin belli bir olumlu noktaya taşınmasına kadar topluca gösterilerin, hatta nikah merasimleri, siyasi toplantılar ve benzeri etkinliklerin kontrollü ve izne tabi olmasında büyük yarar bulunduğunu düşünüyorum.