Yüce Peygamberimizin harika bir hadisi vardır.
Aynen şöyle: Sabır ferahlamanın anahtarıdır...
Hepsi harika öğütler ve engin anlamlar ihtiva eden " Hadi-i Şerifleri " duyduğumuz ya da hatırladığımız zaman, gerçek bir maneviyat enerjisi kaplar yüreğimizi.
İnanmak bir yana, inanmanın verdiği enerji, manevi haz bir tarafa, Peygamberimizin hayata bağlayan ve insanı her yönüyle ferahlatan eşsiz sözleri asırlardır insanlık alemini aydınlatıyor. İşte bizler buna esasen " Mucize " diyoruz.
Ramazan ayının bereketli günlerine yaklaştık.
Allah Teala nasip ederse, bu mübarek ay boyunca Yüce İslam Peygamberi Muhammed Mustafa Aleyhisselam'ın hadislerinden örnekler sunmayı ve her yazımda ve her yıl olduğu gibi, yüreklerimizi ferahlandıran lezzetleri bu sütunda siz değerli Okuyucularıma sunmaya devam edeceğim. Zira böyle bir paylaşım bendenize fevkalade haz veriyor.
Bizler hamd olsun İslam ile şereflenmiş insanlarız.
Bizim dinimizin bütün emirleri, farzları, sünnetleri, rükünleri bize nasıl bir hayat yaşarsak dünya ve ahiret mutluluğuna erişeceğimizi bildirir.
Onun için ibadet ederiz. Onun için sevgi ve muhabbetle yaşamayı arzular ve bu hale erişiriz.
Maneviyattan uzaklaştıkça huzurumuz kaçar.
İçimizi sıkıntılar kaplar.
Çaresizliklerimizi kimi sonuçsuz dünyevi telaşla gidermeye çalışırız.
Kalbimizde anlatılması güç bir boşluk husule gelir.
Her şeyde bir olumsuzluk keşfetmeye başlarız.
Oysa Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın Ümmeti olmayı her an aklımızda tutabilsek, ferahlar, sıkıntıdan kurtulur, hayata başka bir gözle bakmayı becerebiliriz.
Bir gün Yüce Peygamberimiz Ashabı Kiramdan bazılarıyla bir yere giderken yol kenarında ölmüş bir köpek leşi görürler. Ashabdan bazıları iğrenerek bakıp uzaktan yürümeye çalışırken, Peygamberimiz onlara " Bakınız köpeğin ne kadar güzel bembeyaz dişleri var " buyurur.
Sırf bu Hadis bile bizlere hayatın kötü görünen yanlarını, çektiğimiz sıkıntıları ve hoşumuza gitmeyen hallere dair düşüncelerimizi nasıl olumlu hale getirmemiz gerektiğini öğütlemektedir.
İçinde bulunduğumuz salgın hastalığın aslında bir imtihan için yayıldığını düşünmekten öte çaremiz var mıdır? Bu menhus Korona salgını sebebiyle hayatını kaybeden yüzbinlerce insanın kendi kaderini yaşadığını izahtan öte bir izahımız olabilir mi?
Tedbir, evet. Dikkatli olmak, pek tabii, ibret almak elbette elzem....
Ama; " Kadere İman " işin aslında, kökünde ve manasında asla ıskalayamayacağımız bir durum.
Tedbirli olmak adeta " FARZ "dır. Zira başkalarının hayatına mal olacak bir yapıda olabileceğimizi unutmamalıyız. Çünkü bilmiyoruz, belki biz farkında olmadan bu hastalığın virüsünü yayıyor olabiliriz.
İlan edilen tedbirlere uymak, kendi hayatımızın " FARZI " olmak durumunda. Zira Cenabı Hak bizlere bu hayatı korumak, başkalarının hakkına riayet ve onların da sağlıklı yaşamasını temin konusunda sorumluluklar hatta VEBAL yüklemiştir. Bunu asla unutmamak lazımdır.
Ramazan ayı inşaallah bu menhus hastalığın ve salgının azalmasına vesile olur.
Dikkat edeceğiz, sabredeceğiz ve bu sıkıntılı günlerin geçmesine dua edeceğiz.
Zira Sabır ferahlamanın anahtarıdır...