Muhteris siyasetçi, elde ettiği makam ve mevkii kaybettiği zaman ağır hasara uğramış bir uzva dönüşür.
Artık siyasi olarak bir yer bulamazsa ve uzun süre de kendisini dışlanmış hissederse zaten fazla yaşamaz ve ölür.
Bir başka şekil daha görürüz siyasette. O da şudur: Aktif siyasete bayılan ve kendisini toplumda ancak bu işi sayesinde " İtibarlı " bir yerde gören ve hasbelkader elde ettiği ikbal makamından indiğinde ise, eskisi gibi asla itibar edilmeyeceğine inanan Siyasetçi bunalıma girebilir.
O sebeple tekrar nasıl olur da yeniden eski şöhretli günlerime dönerim diye akla gelmedik işler yapar.
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi iken yaptığı bir açıklama sebebiyle büyük tepki gören Sayın Bülent Arınç'ın durumu yukarıdaki izaha uyar mı bilemem.
Ama Sayın Arınç'ın ihtiras sahibi bir politikacı olduğu konusunda hiçbir şüphem yoktur.
İhtiraslı olmanın ölçüsünü tutturamazsanız, başınıza her şey gelebilir.
İhtiraslı kişiler bir dönem elde ettikleri makam ve mevkilerini bu özellikleri sebebiyle kaybederler. Genelde böyledir.
Sayın Bülent Arınç bu ülkede uzunca bir süre saygıyla ve sevgiyle karşılanan tavırların önemli ölçüde " Hazmedicisi " bir siyaset Adamı olarak bilinmiştir.
Gün gelmiş,bir dönem Milletvekili seçilmemiştir.
" Aktif siyaseti bıraktım torunlarımla meşgul olacağım " deyip gözlerden uzak kalmıştır.
Ama bu konuda kendi sözünü tutamamış, yeniden siyasetin bataklığına dönmüştür.
Oysa kendisine sorsanız belki " Memleketin bana ihtiyacı vardı.Bu sebeple geri döndüm" diyebilir.
Geri dönünce O'na bir görev gerekiyordu. Ne tekim O'nun gibi başka eski Meclis Başkanları da vardı. Onların da hepsi siyasetten uzak kalmanın sıkıntısını yaşamaktaydılar.
Hepsine güzel bir iş alanı oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğine getirildiler.
Bu görevlerinin ayda bir kere toplanıp Cumhurbaşkanı ile istişarede bulunmak olduğu açıklandı.
Az da huzur hakkı almadıkları konuşuldu. Her birisinin 50 Bin Lira civarında aylık aldıkları iddia edildi. Bu iddia yalanlanmadı.
Bülent Arınç'a sorulduğunda " Ben bu parayı muhtaç öğrencilere burs olarak veriyorum " dedi.
Diğerleri de herhalde burs veya hayır için dağıtıyor olmalılar...
Oysa her birisi 10-15 asgari ücretlinin aldığı maaş kadar emekli maaşı da alıyorlardı.
Emirlerine vasıta tahsis edilmiş, sekreterya hizmetleri de sağlanmış idi.
Ayda bir kere toplanarak bu denli bir imkana sahip olan Sayın Bülent Arınç ve diğer Muhterem eski Siyasetçilerimiz acaba vicdanen rahatlar mı?
Mesela " AK Parti'nin Vicdanı " sıfatı yakıştırılan Sayın Bülent Arınç kendi oğlunu bile Milletvekili yaptırıp bu Kuruldan da gelir sağlayarak acaba vicdanen rahat uyuyabiliyor muydu?
Şimdi vatandaşlar bu sorgulamaları yapıyor.
Her şey bir yana Bülent Bey'in bundan sonra neler yapacağına bakmak gerek...
Çünkü bu Muhteremler olmazsa ve Türkiye'de siyaseten varlık göstermezler ise batarız diye düşünüyorlar.
Vah vah vah!...
Düşündükçe acıyorum hallerine.