Bir kendi ülkemizi düşününüz, bir de bizim dışımızdaki tüm ülkeleri.
Dünyanın hiç bir ülkesini Türkiye'ye seyahat edebilme kolaylığı bakımından mukayese edemezsiniz.
Dünyanın en zengin ve ileri ülkelerinin vatandaşları da, en fakir ve geri ülkelerinin vatandaşları da istedikleri zaman ülkemize kolayca gelip girebilirler. Hatta yasal ziyaret süreleri tahditli olmasına rağmen, yabancılara olabildiğince kolaylıklar gösterildiği için, Türkiye adeta bir yabancı cenneti haline gelmiştir.
Gelen turist yeniden vize veya izin talebinde bulunmaksızın, bir sebep gösterip uzunca zaman Türkiye'de legal olarak kalabilme ve ikamet hakkına sahip olmadığı halde de tolerans gösterildiği için aylarca kalabilir.
Bu durum eskiden beri böyledir.
Türkiye'ye gelip okumak isteyenler, ticaret yapmak isteyenler veya turist olarak gelip kısa süre sonra ülkelerine dönmek isteyenler vizeye tabi ülke vatandaşı ise, kolayca vize ve ikamet izni alabilmektedirler.
Türkiye dışındaki tüm Avrupa ülkelerinin böyle çok kolay ziyaret edilemediği bilinir.
Avrupa'da bir ülkeye gitmek için vize talep ederseniz günü birlik vize almak imkansızdır. Aylar süren bir işkenceye hazır olmanız lazımdır.
Çünkü bir haftalığına herhangi bir Avrupa ülkesini ziyaret etmeniz, bir arkadaş ya da dost ziyareti için ya da turistik amaçlı olarak vize talep etmeniz halinde önce sizden epeyce bir döviz, vize harcı adı altında istenir. Vize vermeseler bile bu paranız gider. Geri vermezler. Çok medeni bir davranış değil mi?!
Diyelim ki istenen harcı belirtilen hesaplarına yatırdınız. Sizden bankalarda paranız olup olmadığı, kaç paranız olduğu, gideceğiniz Avrupa şehrinde otel rezervasyonu yapıp yapmadığınız, Gidiş dönüş uçak biletinizin alınıp alınmadığı , üzerinize tapulu bir eviniz ya da arazinizin olup olmadığı, otomobilinizin olup olmadığı, evli mi bekar mı olduğunuz, aylık gelirinizin, yani maaşınızın ne kadar olduğu, bir şirkette çalışıyorsanız o şirketin görevlendirme yazısı gibi dosyalar dolduracak tamamen nefreti mucip, caydırıcı şeyler isteniyor.
Ama o ülkelerin vatandaşları Türkiye'ye kendi memleketine gelir gibi vize almaksızın gelebiliyorlar. Hatta pasaportsuz bile gelip ülkemize girebiliyorlar. Sadece Avrupalı biri olduğunu gösteren Nüfus cüzdanını göstermeleri yeterli sayılıyor.
Bir seyahate niyetlenseniz, sizde nefret uyandıracak zorlukla karşılaşıyorsunuz. Sonuçta belki de " Allah kahretsin. Ülkeniz sizin olsun, gitmiyorum " deyip vaz geçiyorsunuz. Ama onların hiç umurunda bile değil. Sırıtarak küstahça bir davranışla sizi üçüncü dünya ülkelerinden birinin vatandaşı gibi görmeye bu gün de devam ediyorlar.
Avrupa'da yaşayan ve orada çalışan, yıllardır ikamet ve çalışma hakkına sahip vatandaşlarımızın çocukları Türkiye'den evlendiği takdirde, Türkiye'deki eşe aylarca, hatta yıllarca vize vermiyorlar. Tamamen insan haklarına, evrensel hukuka aykırı bir zorlukla muamele ediyorlar.
AMERİKA'NIN YAPTIĞINA BAKINIZ
Avrupa ülkeleri böyle de ya Amerika ne yapıyor?
Amerika Birleşik Devletleri'nden seyahat vizesi almak da çok kolay değildir. Ama bir kere vize verdiler mi 10 yıllığına veriyor ve sizi ülkelerine girdikten sonra sıkı sıkıya takip ediyorlar. Bu normaldir. Ama alınan son bir karar ne insanlığa ve ne de insan haklarına dair bir endişeyi düşünmeden alınmış gayri medeni bir karar niteliğinde.
Şöyle ki;
Amerika'ya seyahat için vize başvurusu yapanların son 5 yılda kullandıkları e-posta adreslerini bildirmeleri istenecekmiş. Yani 5 yılda kimlerle ne yazışma yaptınız, hangi konularda görüştünüz ya da bilgi paylaşımı yaptı iseniz, bunu Amerikalıların görmesi için kendi rızanızla onlara vermeniz istenecek.
Amerika'da çalışmak veya eğitim almak isteyenler sosyal medya bilgilerini Amerikan makamlarıyla paylaşacak.
Yani adamlar sizin en mahrem görüşmelerinizi yaptığınız özel e-mail adresinizi kendilerine açmanızı istiyorlar iyi mi?
Ne çarpıcı bir medeniyet ve insan hakları girişimi değil mi?
Bu Batılılar için MEDENİ ya da DEMOKRAT veya İNSAN HAKLARINA SAYGILI demek, hiç kimse kusura bakmasın ama aptallık demektir.
Gönül arzu eder ki Türkiye de bu ülkelerin vatandaşları için onların bize uyguladığı ve reva gördüğü zorluklarla muamele etsin. O zaman anlayacakları dilden hareket etmiş oluruz. Zira onlar ancak bu tavırdan ve bu dilden anlarlar.
Yani bu yazıyı yazdığım için hiç bir zaman Amerikan vizesi alamayacağım demektir. Çünkü onlar bu ve buna benzer yüzlerce, hatta yıllardır yazdığım binlerce yazıyı okusunlar diye tüm sosyal medya bilgilerimi kendilerine açmamı isteyecekler. Ben de vermeyeceğim tabii ki. Onların bu utanç verici medeniyetsiz tavrına, tenezzül edip ülkelerine gitmemek suretiyle karşılık vermiş olacağım. Ama onların da benim memleketime elini kolunu sallayarak gelmelerini de asla hazmetmeyecek ve bu imkanı sağlayan Devletimizi hep tenkit edeceğim.