Kuzeyli komşularımız kusura bakmasınlar ama, Nobel kelimesini duyduğum zaman içimden hep " Hadi oradan ya " demek gelir.
Daha önceki yılları bilmem ve bilemem de verdikleri ödülleri bilemem.
Ama, şu hiç bir eserinden lezzet alınamayan ve aslında kimsenin de pek önemsemediği Orhan Pamuk'a ödül verdikleri günden sonra olup bitenleri değerlendirince şöyle bir kanaate varmıştım:
" Diğer Bilim dallarındaki ödüllerine bir şey diyemem. Ama Nobel ödül komitesi sanat ve edebiyat konusunda çuvallamaya başladı. "
Bu çok önem verdiğim şahsi değerlendirmemin bu gün daha da ayakları yere basan adil ve olması gereken bir kanaat olduğuna bir kez daha inandım.
Çünkü Nobel edebiyat ödülleri artık belli bir coğrafyanın siyasal düşünce yapısı ve amaçlarına uygun olanlardan seçiliyor. Böyle olmasını ise aslında yadırgamamak lazımdır.
Güzel Türkçemizde bir söz vardır " Eşek eşeği ödünç kaşır " diye.
Nobel edebiyat ödülleri artık ödünç kaşıma amaçlı veriliyor.
İspatı da son ödül verilen Avusturyalı yazar Peter Handke olarak değerlendirilmelidir.
Ne özelliği varmış bu yazarın kısaca bir bakalım:
Avusturyalı olmasına rağmen, Yugoslavya iç savaşında " SIRP Kasabı Miloseviç'in " asrın soykırımı olarak nitelenen cinayetlerini onaylamasıyla tanınan birisi.
Bilinen en önemli kitabını annesi için yazmış. İntihar eden annesine ithafen, "Mutsuzluğa doyum " isimli romanı kaleme almış. Esasen bu eser, aile içi sorunların tam bir ruhsuzluk halinde yaşandığı Batı Avrupa'da en çok bunalımdaki kadınlar tarafından okunduğu tespit edilmiş. Aile dramlarının her birinden bir kaç roman çıkabilecek kadar sarsıcı olan Avrupa toplumlarında, bu gün evlilik müessesesinin tamamen çöktüğü, evde karı kocaların haneye katkısı oranında anlaşabildikleri, yaptıkları çocukları ise küçük yaşlardan itibaren yurtlara yuvalara teslim edip " Ebeveyn " olma kaygısından uzak kendi nefislerini yaşatma peşinde oldukları biliniyor. İşte bu yapıdaki toplumda Handke'nin " Mutsuzluğa doyum " kitabı en fazla okunan kitap oluveriyor.
Aynı yazarın " Solak kadın ve Kaspar " isimli bir romanı daha varmış. O da çok okunuyormuş.
Bu sapık ruhlu Avusturyalı'ya Nobel Edebiyat Ödülünü veren komitenin içinde karşı çıkanlar olmuş. Ama verilmiş ödülün geri alınması söz konusu değilmiş.
Olsun, alıp başlarına çarpsınlar.
Birbirlerini ödünç kaşımaya hasredilmiş siyasal kaygıları birinci planda tutan bir komitenin vereceği ödül işte böyle tüm dünyada tepkiye, tenkide ve Nobel'in tamamen itibarsızlaşmasına yol açar o kadar.
Siyasette, bilimde, sanat ve edebiyatta önemli bir ödül müessesesini bu denli itibarsızlaştırmayı göze alanlar elbette inançlarının, kanlarının hükmünü icra ediyorlar.
Bu açıdan baktığımızda aslında üzerinde durmaya bile gerek yok. Ama ne yaparsınız ki, kültür ve sanatın, edebiyatın evrensel cazibesi de yadsınamaz bir gerçektir.
Peter Handke'ye Nobel ödülü verilmesini şiddetle kınıyoruz. Devlet Yetkililerimiz de bu meseleye dair görüşlerini açıklamışlardır.
Bu yüzyılda soykırımcı canilerin yanında yer alan sicili bozuk bir edebiyatçının ödüllendirilmesi, eseri ne olursa olsun, medeni insan toplumlarının hazmedebileceği bir şey olamaz.