Bugun...


Hüseyin TANRIKULU

facebook-paylas
İSTİSMAR MESELESİ 2-12-2019
Tarih: 02-12-2019 09:41:00 Güncelleme: 02-12-2019 09:41:00


Güzel memleketimiz maalesef bir " İstismarlar " ülkesine dönmüştür.

Ahlak dışı, vicdan ve merhametten uzak cinsel istismarlardan bahsetmiyorum.

Dini konuları istismar ederek ve milletimizin saf duygularını, manevi açlığını ve iyiye yönelişini keşfedip, bunu fırsat bilip istismar eden " Din bezirganlarının " istismarından bahsediyorum.

Maalesef en büyük ve sayısız istismarlar da bu din sömürüsüyle birlikte yapılıyor.

İstismarcılar insanlarımızın sadece inançlarını değil, bedenini ve maddi imkanlarını da sömürüyor.

Memleketimizde bu aydınlanma ve bilgi çağında kendisini " PEYGAMBER "ilan ederek etrafına kalabalıkları toplayan zır cahil ve zır deliler türedi.

Bu Zır delilerin dini kullanarak, insanların manevi yönelişlerini ve ihtiyaçlarını sinsice keşfederek kendilerine çektiklerini gördük ve görmekteyiz.

Keza bu din tüccarı sahtekarların artık Türkiye'yi siyaseten de ele geçirip sömürmeye başladığına acı bir şekilde şahit olduk.

Allahtan bu derece iğrenç yönelimleri geç de olsa farkına vararak toplumun gövdesinden temizlemeye başladık.

Dini ve dince mukaddes sayılan şeyleri öne sürerek, istismar ederek servet sahibi olanların sayısı belirsiz denilecek kadar çok.

Siyaseten birilerine yanaşıp yarar devşiren ve bunu da yine dini istismar yoluyla yapanların da sayısı belirsizdir.

Devlet imkanlarından yararlanarak ve İktidarlara destek vadiyle devletin kasasını dibine kadar sömüren iğrenç bir " Dini yapılanma " modeli kuruldu. Böyle bir model dünyanın hiç bir ülkesinde yoktur.

Devleti ele geçirmeye ve bir yerlerin emrine, çıkarına, emeline, stratejik hedeflerine hizmet etmeye amade  "dini cemaat" denilen yapıların art arda oluşması hayra alamet değildir. Hele de birilerini temizlerken bir başkalarını kucağına alan devlet aygıtını da bunlara teslim eden siyasetin geleceği pek de aydınlık olamaz.

Ne tekim bakıyoruz, arka tarafı yine dini cemaat kokuları saçan yeni siyasi oluşumlar konuşulmaya başladı.

Bu oluşumlara bir de " Siyasi Hareket " deme cehaleti gösteren ve destek veren muhalefet cephesi ile yandaşları da katılınca istismarcılara gün doğuyor.

Oysa yeni kurulacağı ileri sürülen partilerin bir " Siyasi Hareket " sayılamayacağı, " Siyasi akım " bile denilemeyeceği biliniyor. Çünkü diğer tüm partiler ve siyasi yapılar gibi onların da faaliyet alanları, fikri pilanda, sosyolojik temel anlamında sayılı ve sınırlıdır.

Yeni bir sosyoloji icat edilemeyeceğine göre, kimsenin bilinmeyen bir kaynaktan servet üretip insanlara dağıtamayacağına göre, siyaseten kimin milletin önüne bu şartlarda neyi koyup iktidarı ele geçireceğini doğrusu hiç de merak etmiyorum.

Elde " DİN İSTİSMARI " gibi bir kaynak varken, bunu kullananların her sahada bir şekilde sonuç aldıklarını görüyoruz. Son zamanlarda bu konuda bir yönelimin de sinsi bir yayılma içinde olduğuna şahit oluyoruz.

Türkiye Sahte Peygamberlerin bile çıktığı ve taraftar toplayabildiği bir ülke ve toplum yapısına sahip olduğu sürece kolay kolay bu " istismar belasından " kurtulamayacaktır.

 

 



Bu yazı 5145 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI