CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu açıklamasaydı, böyle bir yorumu asla ve kat'a yapmazdım, yapanları da sert bir biçimde eleştirirdim.

Yeri geldiğinde demokratlığı, Milli iradeye ve Milletin reyine ve siyasi tercihlerine saygı konusunda şampiyonluğu kimseye vermeyenlerin haline üzülmemek elde değil.

Efendim; Sayın CHP Genel Başkanı özetle diyor ki, yeni kurulan Davutoğlu'nun partisiyle Ali Babacan'ın Partisine tıpkı daha önce Meral Akşener'in İYİ Partisi'ne (Geçici olarak ) nasıl ödünç Milletvekili vererek seçime girmesini  sağlamış isek, bu defa da onlara Milletvekili verebilir ve Meclis'e girmelerini sağlarız dedi...

Girdiği bunca genel seçimde iktidar olma imkanı elde edemeyen bir siyasi partinin bu tür bir yolla Milletten onay alabilmesi ve desteklediği partilerin birer grup kurarak kendisine iktidar olma şansı sunabileceğini hayal etmesi kadar absürt bir politik tavır düşünülebilir mi?

Diyelim ki CHP bunu da yaptı. Eline iktidar olabilme şansı geçecek mi?

Ali Babacan ve Davutoğlu oluşabilecek Meclis kompozisyonu itibariyle Kılıçdaroğlu CHP'sine Meral Hanım'ın Mahalli seçimlerde yaptığı kıyağı yapacaklar mı?

Yani oluşturulacak bu " Hülle " nin sonucunda CHP'ye iktidar sofrası mı hazırlayacaklar?

Her şey bir yana; CHP'nin siyasi misyonu ve görevi, Türkiye'de kendisine rakip olması kaçınılmaz olan  yeni siyasi oluşumları hayata geçirmek midir?

Buna CHP'nin içinde aklı eren tecrübeli Siyasetçiler ve dahası CHP'nin tabanı ne der acaba?

Öyle ya; Diyelim ki AK Parti ve Cumhur ittifakının yapılacak bir seçimde bu Hülle siyaseti sebebiyle hükümet kurması zorlaşacak. O takdirde CHP'nin Milletvekillerini emrine sunduğu bu yeni partilerin Liderleri ya da tamamına yakını Sağ siyasi görüş ve gelenekten  oluşacak kadroları CHP ile değil de Cumhur İttifakı bileşenleriyle Hükümet kurmayı tercih ederlerse CHP'nin " Hülle Siyaseti " artık telafisi imkansız bir yara almaz mı?

Dahası yeni sistemde Cumhurbaşkanlığı seçimini yine Sayın Erdoğan kazanır ise bu CHP'nin hali nice olacaktır?

Yeri geldiğinde dürüst siyaseti, demokratik ve şeffaf siyasi faaliyeti ilke olarak kabul ettiklerini söyleyen  "Sol Siyaset Anlayışı"  sahipleri, kendi  " yeni ideolojik rengi " bir yana, " "Atatürk'ün Partisi " dedikleri CHP'nin genel seçimlerde tek başına hiç bir iddiasının olamayacağını şimdiden kabul ettiği anlamına gelmez mi?

Hele de Sosyal Demokrasinin Türkiye'deki temsilciliğini kimseye bırakmayan bir parti, nasıl oluyor da çok yanlış ve şimdiye dek eşi benzeri görülmemiş siyasi hüllelerden iktidar devşirmeyi planlıyor?

Bu hal siyasi şaşkınlık ve ümitsizlik, hatta tam bir omurga kayması değil de nedir?

Hangi ileri demokraside bir siyasi parti açık ve net bir seçim sonrasında  ittifak etmek gibi meşru bir yol var iken, henüz yeni kurulmuş ve ne kadar benimseneceği ve yüzde kaçlık veya binde kaçlık oy alacağı  bilinmeyen ve kendisine zıt fikirler temelinde siyasete soyunmuş yeni rakip  oluşumlara kendi eliyle seçilme ve grup olabilme imkanı sağlamaya çalışır?

Merhum Ecevit'in " Güneş Motel " de 11 Milletvekilini Adalet Partisi'nden koparıp Bakanlık vererek  kurduğu Hükümetin akibetini bilmeyen yoktur.

Ecevit Merhum, Bu 11'lerle kurduğu Hükümette Bakanlık verdiği iki Beyefendi'nin, kısa zamanda yolsuzluk yaparak Yüce Divan'da yargılanıp hapse tıkılması karşısında büyük prestij kaybına uğramıştı.

CHP aynı CHP. Sonuçta Milletin vermediği İktidarı şu ya da bu yolla ele geçirme hevesi yerine, oturup neden bunca genel seçimde başarılı olamadıklarını gözden geçirseler daha iyi olmaz mı?

Şimdi vatandaş ortada henüz bir genel seçim ihtimali  dahi yokken, tek başına iktidara asılmak yerine " Hüllecilikle " memleket yönetimi hayalleri kuran CHP'yi nasıl FAVORİ Parti olarak görebilir?

Bu çıplak gerçekliğin, çok çok erken ve peşin hatalı siyasi  manevraların CHP'ye  hiç bir yararı olmayacağını birileri Sayın Kılıçdaroğlu'na anlatsa, çok iyi olacaktır diye düşünüyorum.

Yani birileri çıkıp, " Bırakalım bu hülle particiliğinden bize hayır gelmez " demesi gerekir.