Güzel ülkemizin ve çok değerli Büyük Milletimizin son zamanlarda üst üste gelen ve elimizde olmayan sebeplerle içine düştüğü sıkıntılar yetmiyormuş gibi, kamuoyunda bazı sapıkların yaptığı sosyal medya paylaşımları ile hadsiz kimi siyasilerin hiç bir değeri olmayan açıklamalarını tartışıyoruz.
En çok üzüldüğümüz şey ise, tamamen basitlik olan bu ortalığı bulandırma gayretlerinden kendi adına fayda uman istismarcıların eylem ve söylemlerinin gündemin ilk sıralarına oturtulma çabalarıdır.
Düşündüğümüz zaman; Türkiye'nin asla böyle olmaması gereken bir güzel ülke olduğunu da hesaba katarak, toplumu rahatsız eden, kamplaştıran, huzursuzluğa sebep olan kişi ve grupların hangi taraftan ve hangi görüşten olursa olsun Devlet tarafından niye susturulmadığı sorusuna cevap bulmakta da zorlanıyoruz.
Demokrasinin erdem hanesine, yasalarımızın demokratik esnekliğine, Devletimizin çoğunlukla hoşgörüsüne söylenecek bir söz yoktur ve olmaması da gerekir.
Ancak, bu gün için hala bir darbe tartışmasını gündemde tutarak bundan çıkar sağlamaya çalışanların ekmeğine yağ sürmek de ne oluyor Allah aşkına?
Artık bu konuda kendilerine " Geçmişte olduğu gibi darbe sayesinde ve anti-demokratik usullerle iktidar imkanı hayal eden ve bunu dillendirenleri " ciddiye alıp günlerce tartışma yapmanın memlekete ne faydası var?
Artık Türkiye eski Türkiye değildir. Darbeler konusunda Milletin tavrı nettir ve çok açıktır. Cevabı ise son 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünde Büyük Milletimiz tarafından verilmiş ve o çirkin defter kapatılmış, hesabı da genel olarak sorulmuştur.
Dönüp dolaşıp bu işle kamuoyunun kafasını karıştırmaya çalışmak artık hiç kimseye bir fayda sağlamayacaktır.
Bu arada dün de yazdım, siyasi kimi cinlikler yaparak bir " MEMLEKET MASASI"
Kurulmasını isteyenlerin samimiyeti de kamuoyunca kabul edilmemiştir.
Böyle bir masa etrafında tüm Siyasi Partilerin toplanıp memleket idaresine dair görüşlerini kabul ettirebileceği gibi bir hayalin ne ülkemizin Yönetim tarzı ile ve ne de siyasi yumuşama niyeti olarak öne sürülen argümanlarla izah edilebilmesinin mümkün olamayacağı görüşü de genel bir kabul görmüştür.
Yani AK Parti ile Cumhur İttifakının ortağı MHP'nin İYİ Parti ile hangi konuda görüş birliğine varması düşünülmektedir?
Öte yandan, CHP ve HDP ile ya da hadi diyelim bizim Temel'in Partisi ile hangi konuda ne görüşülecek ve nasıl bir konsensüs sağlanacaktır?
Olmayacak şeyleri ortaya atarak bunun uzun uzun tartışılmasını istemek dahi hayatın gerçeklerine, ülkenin Yönetim biçimine, siyasetin ince hesaplarına, fikri plandaki görüş ayrılıklarının derinliğine, hasılı her şeye aykırıdır. Böyle olduğu da kısa zamanda anlaşılmıştır. Öyleyse daha neyi tartışıyoruz?
Evet, olmayacak dualara amin diyerek ne kazanılmak isteniyor?
Türk Milletinin bu politik alavere - dalaverelere karnı toktur.
Bunu anlamadan siyasi manevralar geliştirip İktidar bekleyenlerin her seçimden sonra elleri boş bırakılmıştır.
Hala bunu anlamayanlarla sosyal medya hesaplarından ya da partiler adına açıklamalar yaparak ortalığı karıştıranlardan kimsenin hoşnutluğu olmadığını bilseler aslında ağızlarını dahi açamazlar.
Yazık ediyorlar bu memlekete ve kendilerinden hayırlı ve iyi hizmet bekleyen Milletimizin ümit ve arzularıyla safiyane hayallerine.
Artık böyle olmamalıyız...