Televizyonlarımızın bazılarında her gün tartışma programları yayınlanıyor. Hep aynı kişileri izlettirmek bir marifetmiş gibi milletin önemli meselelerinde bu belli bir kaç kişiyi ekrana çıkarıp horoz döğüşü yaptırmak topluma ne fayda sağlar bilemiyorum.
Bu programları yıllarca belki binden fazla programa konuk olmuş ya da keza bin kadar da programa hem de canlı yayınlarda yöneticilik (Moderatörlük ) yapmış biri olarak dikkatle izliyor ve mesleki açıdan gerçekten üzülüyorum.
Karşı siyasi görüşten olan ve ne söyleyeceği belli olan, hatta siyasi görüşü itibariyle de ya iktidar taraflısı bir tavırla konuşan ya da muhalefet taraflısı görüşleri tartışmaya sokan satısı 20'yi geçmeyecek kadar az ve belli kişileri konuşturmak da ne oluyor bilmem?
Memlşekette meseleleri tartışacak aklı başında başka insan mı kalmadı?
Benim bir başka açıdan değerlendirmeme katılan olur mu bilemem ama, bu programlara bir çok insanın davet edildiği halde katılmak istemediği için böyle olduğu da ihtimal dışı değildir.
Bir tarafta sözde İktidar yanlısı ve savunucusu üç aynı kişi, öbür tarafta ise Muhalefet yanlısı 3 aynı kişi yıllardır hemen hemen her hafta televizyonların tartışma programında hiç de benimsenmeyecek tartışmalar yapıyor. Ne onların savunduğu sşyasi parti ve akımlara ve ne de tarafsız gözle bu programları izleyen kitleye bir fayda sağlamayadığına inandığım içi boş, sinir bozucu yayınlar bunlar.
İsimlerini değil soy isimlerini örnek vereceğim 6 konuk bir televizyon programında ülkemizin aktüel meselelerini tartışıyor.
Kusura bakmasınlar yazmak zorunda kaldım. Şaayet haksız bir eleştiri yaptım denilirse, buna saygı duyarım.
Sayın SARI ,Sayın PAZARCI, Sayın ALPAGO, Sayın Saraç, Sayın ATICI ve Sayın BAYRAKLI bayan bir moderatörün yönettiği siyasi programda konuk olmuşlar.
Kusura bakmasınlar ama, programın başından sonuna kadar bir saygısızlık tiyatrossu izlemeye mecbur kaldık. Tam bir horoz döğüşü sanki. Hiç bir konuk karşısındaki konuşmacının iki kelime konuşmasına müsade etmiyor. İki kişi aynı anda konuşuyor. Ama aslında sadece birine söz verilmiş durumda. Karşılıklı bağıra çağıra konuşmalara diğer katılımcılar da aynı tonda konuşmaya başlayınca tabii ki hiç bir şey anlaşılmıyor.
Bu hal sadece konuşmacı konukların " KONUŞMA ADABINDAN " bihaber olduklarını göstermekten öte işe de yaramıyor.
Moderatör bayan, " Sayın filanca, sayın fişmekanca lütfen "demekten başka bir şey de yapamıyor.
Konuşmacılar örnek insanlar ya, başlıyorlar birbirlerine ağır hakarete...
İzleyenlere örnek olacaklar ve memleket meseleleri konusunda fikir sahibi olmamızı sağlayacaklar ya...
İbretle ve dehşetle izliyoruz ve memleketimizin, milletimizin böyle kuru şöhret sahibi kişilerin fikirleriyle olgunlaşıp ilerleyeceğini düşündükçe de gerçekten büyük üzüntü duyuyoruz.
Çok yazık. Toplumun her kesiminden ve her siyasi görüşünden insanlara bu denli saygısızlığı reva görmek zamanımıza uygun bir yayıncılık olamaz.
Televizyonlarımızda bazı arkadaşlarımız gerçekten çok kaliteli programlar hazırlıyor ve sunuyor. Son derece ilgi ve takdirle izliyoruz. Ama aynı televizyonlarda hep aynı kişilerin ekrana çıkarılıp böyle seviyesizce tartışmalar yapmasına nasıl müsamaha edildiğine de bir türlü akıl erdiremiyoruz.
Çağırılan bu " Kadrolu konukların " en azından izleyicileri rahatsız ve rencide edecek konuşmalar yapmamaları adına ikaz edilmesi gerektiğini düşünüyor ve bunun o televizyonun haysiyeti ve ciddiyetiyle alakalı bir şey olduğuna da inanıyoruz.
Bir başka husus ise, mesela bir Ceza Hukukçusunun akla gelen her konuda her akşam televizyon televizyon dolaşıp hep aynı minval üzere konuşmalar yapmasıdır. Kimi kastettiğimi herhalde herkes anlamıştır. Bu gibi arkadaşlar kendilerinin ne kadar itici hale geldiğini düşünseler biraz ara verir ve sadece hukuk ve de sadece " Ceza Hukuku " konusunda konuşurlar. Ama maşallah hiç de böyle bir düşüncede olmadıkları görülüyor. Tabii ki bu da televizyon yayıncılığı açısından ve sağlayacakları fayda açısından tamamen olumsuzluğu çağrıştırıyor.
Bu konuda çok şey yazmak geliyor içimizden. Ama meslektaşlarımızı incitmemek için sadece bu kadar bir yorum yapmayı uygun gördüğümüzü de belirtelim.
Bu televizyonun Yöneticilerinden bir kıymetli kardeşimize aynı konudaki görüşlerimi ifade etme şansı doğdu. Sağolsun eski hukukumuz sebebiyle bendenizi bu programlara konuk olmam için iknaya çalıştı. Teklifine teşekkür ettim ve aynen şunları söyledim:
" Hatırınız var olsun kıymetli Kardeşim. Ben bu programlara katılabilirim. Yalnız bir şartla. Karşılıklı o üçer kişi var ya onlardan birinin yanına oturmadan katılmamı isterseniz hay hay. Yani iki tarafın savunduğu görüşlere dair serbestçe düşüncemi ifade edebilmem için, bir OMDUSMAN rolüyle Moderatörün karşısına konulacak bir tarafsız adam sandalyesinde konuşmak isterim. Buna ne zaman olur derseniz, hazırım. Gelir katılırım. "
Tabii ki acı acı karşılıklı gülüştük.