Yavru Vatan Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimi vardı.Kimilerine göre ilk tur sonuçlarındaki oy dağılımı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın kazanabileceği gibi bir endişeyi beraberinde getirmişti. Ama Başbakan Sayın Ersin Tatar yüze 51.74 oy alarak seçimi kazandı ve Yeni Cumhurbaşkanı oldu. Mustafa Akıncı ise yüzde 48.26 oyla kaybetti.
Aslında Mustafa Akıncı'nın kaybetmemesi çok kötü olur ve Türkiye'nin Kıbrıs Davasına ve orada yaşayan kardeşlerimizin geleceğine dair de karanlık bir döneme giriş olabilirdi.
Sebebi çok basit. Mustafa Akıncı son demeçlerinde hiç de beklenemez bir biçimde "Kıbrıs'ta bir kısım arazileri Rumlara verelim. Anlaşalım.Bu çıkarımıza olur " gibi son derece akıl almaz bir çıkış yapmıştı. Gayesi neydi bilinmez ve asla da anlaşılabilir değildir. Esasen Mustafa Akıncı Türkiye'ye de mesafeli durmayı tercih ederek, görevinin önemini, mahiyetini,Kıbrıs Türklerinin düşüncelerini bir tarafa bırakarak aklı başında herhangi bir Kıbrıslının yapmayacağı, yapamayacağı bir tavır içinde olmayı tercih ede gelmişti.
Kıbrıslı kardeşlerimiz böyle bir tutumu asla kabul edemeyeceğini gösterdi. O'na yeniden görev vermedi.Mustafa Akıncı seçimi kaybettikten sonra yaptığı açıklamada,aynen şunları söyledi:
" Normal olmayan bir seçim süreci geçirdik. Bu 45 yıllık siyasi hayatımın sonudur.Tatar'ı kutlarım."
Kıbrıs'ta yeni bir döneme girildi. Açıkcası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti artık 46 yıldır fedakarca çabalarının ve Ada'daki uygun ve adil bir çözüme dair gayretlerinin boşa gittiğini anladı. Herhalde bundan sonra Rumlarla masaya oturup olmayacak dualara amin demeyeceklerdir.
Kıbrıs için tek çözüm, iki devletli bir çözümdür. Başkaca bir deneme Rumların işine yarayacaktır ki, buna asla müsade edilmeyecektir. Artık " Herkes yoluna, sepeti koluna " denilecek ve süratli bir biçimde " Bağımsız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilecek ve tüm dünyanın bu yeni yapıyı tanıması istenecektir.
Böyle olursa kaç ülke tanır diye düşünmemek gerekir. Şimdiye kadar KKTC'nin diplomatik olarak tanınmaması Rum kesimi ile oluşturulacak muhtemel bir yapı için olmuştur. Bu olmayacağına göre KKTC kendi yoluna devam etmelidir ve edecektir de.
Kıbrıs'ta bu sonucun ortaya çıkmasını Ada'da sadece Rum kesimini bağrına basan Avrupa Birliği ve diğer Batılı ülkeler hazırlamıştır. O sebeple artık kimsenin kimseye söyleyecek sözü de kalmamıştır.
Maraş Bölgesi'nin turizme ve yerleşime açılması hususunda hiç alakası ve haddi olmayan Amerika ve bir kısım ülkelerin açıklamalar yapmasının da hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bu mesele Kıbrıs'taki iki tarafın arasında bir meseledir ve hakkaniyetle bir çözüme elbette iki tarafın gideceği ümit edilir. Bundan Amerika'ya ne? Avrupalılara ne?
Son söz; Kıbrıs'ta güzel şeyler olacak. Bekleyip göreceğiz.