Azerbaycan Ordusu Ermenilerin işgali altında bulunan Karabağ topraklarını 30 yılı aşkın bir zamandan sonra sadece 44 gün süren bir askeri operasyonla sona doğru evirdi.
Sona doğru evirdi tabirini bilhassa kullanıyorum.
Zira, henüz bu işgal edilmiş toprakların tümüyle Ermenilerden temizlenmediğini biliyoruz.
Çok zorlu bir savaştan sonra Ermenistan silahlı kuvvetlerinin beli kırılmıştır. Erivan halkı Başbakan Paşinyan'ı ele geçirseler tıpkı Meclis Başkanlarına yaptıkları gibi onu da linç ederek öldürecekler. O sebeple Paşinyan ortalıkta görünmüyor. Erivan'daki Amerikan Büyükelçiliği'ne sığındığı ve oradan memleketini yönetmeye devam ettiği ileri sürülüyor.
Doğru ya da yanlış bir çok haber yayılıyor. Paşinyan'ın akibeti meçhul demek gerekiyor.
Gelelim ateşkes anlaşmasına ve Rusya'nın rolüyle Türkiye'nin buradaki rolüne.
Rusya Azeri asıllı General Rüstem Muradov'u 1960 Rus Askeri'nin komutanı tayin ederek Karabağ bölgesine gönderdi.
Manidar değil mi? Bu meselenin halli için Rus General (!) Rüstem Muradov şimdilik adı " Barış gücü " olarak kabul edilecek birlikleri komuta edecek.
Barış Gücü'nün Merkezi ise Karabağ'ın Başkenti Hankendi'de olacak.
Türkiye artık fiilen bundan sonra Azerbaycan meselesinde resmen müdahil olduğunu gösteren bir protokolün tarafıdır.
Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar Paşa ile Rusya'daki muhatabı Sergey Şoygu Azerbaycan'da ortak bir kontrol merkezi kurulması konusunda hazırlanan protokolü de imza altına aldılar.
Yalnız bir ayrıntı dikkatlerden kaçmadı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov bir açıklama yaptı ve aynen şunları söyledi:
" Rusya ile Türkiye arasında tüm temasın sadece Azerbaycan topraklarında kurulacak gözlem merkezi üzerinden yürütülecek. "
Peskov'un biraz kafası karışık galiba. Açıklamasında şöyle diyor:
" Üçlü Anlaşmaya göre barış gücü görevini sadece Rusya yönetecek. Türkiye ile işbirliği ve temaslarımız ise doğrudan Azerbaycan topraklarında kurulacak gözlem merkezi üzerinden yürütülecek."
Yani Azerbaycan'a gönderilen Barış Gücü Rusya'nın emrinde olacak.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu işin " Yürütme " görevi Ruslara verilmiş ise ileride bazı yeni sorunlar da çıkabilir diye düşünmeden edemiyorum.
Her şeye rağmen Sayın İlham Aliyev'in yaptığı açıklama ileriye dönük dostluk hesaplarımız açısından ümit verici kabul edilmek gerekiyor.
Sayın Aliyev şöyle dedi:
" Karabağ ihtilafıyla ilgili olarak yeni denetim mekanizması kuruluyor. Burada Rusya kadar Türkiye'nin de rolü bulunacak "
İnşallah Azerbaycan'da Karabağ'ı kurtarmak için başlatılan mücadele zaferle sonuçlanıyor derken, Rusya burada beklenmedik bir iki yüzlülük yapmaz.
Zira Rusya'nın bu ayıplı tutumunun örneklerine Suriye'de çok rastladığımız için biraz temkinli yaklaşılmalıdır.
Azerbaycan ordusunun 44 günlük başarısı ve zaferi şimdi başlayacak olan bir başka mücadeleye evrilecektir. Sürekli barış ve istikrarın sağlanması epeyce zaman alacağa benziyor. İnşallah hayırlısı olur.