Avrupa Birliği konusunda bu gün de bazı değerlendirmeler yapmaya çalışacağım. Ama öncelikle yine son kriz haliyle ilgili bir değerlendirme yapanlara bakalım.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye ekonomisinin sıkıntıya girmesinden hiç kimsenin yarar sağlayamayacağını söylemiş.
Doğru bir tespit.
Türkiye'nin istikrarının bozulmasını istemiyorlar ve bundan kimse bir çıkar sağlayamaz diyorlar. Çünkü ekonomik kriz Türkiye'yi değil, komşularını ve özellikle de ekonomik yönden ortaklığı bulunan ülkeleri sarsar.
Tabii ki öncelikle Avrupa Birliği ülkeleri böyle bir durumdan çok zarar göreceklerdir. Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde reformlar yapan, büyümesi dikkat çekici bir trend gösteren ekonomisi düzgün bir ülke AB için de artı değer üreten bir ülke olacağı için, sadece Almanya değil, İtalya da resmen buna dikkat çekerek Türkiye'ye destek mesajları yayınlamıştır. İtalya da bir krizle karşı karşıya gelmekten gerçekten korkan bir AB üyesidir. İspanya ve Portekiz gibi bazı üye ülkelerde de ekonomik tehlike çanları çalmaya başlamıştır.
Türkiye adeta bu tür krizlere karşı tabiri caiz ise bir Anadolu deyimine göre şerbetlidir. Buna ilaveten bir de bizim ülkemizde siyasal istikrar vardır. Ama Avrupa'nın en güçlü ülkesi sayılan Almanya ve başka bir çok ülkede bu tür gelişmelere bir de Hükümet krizi ekleniyor ki, AB yapılanmasının böyle zincirleme üye krizine asla tahammülü yoktur.
Tekrar hayırlısı olsun diyerek, bu gün de kısaca AB hakkında yaptığımız değerlendirmelere devam edelim.
Bendenizin acizane görüşüne göre, Avrupa Birliği genişleme gündemini konsolide edebilmiş değildir. Bu çok önemli bir husustur. Zira Birliğin genişleme sürecinde ortaya koyduğu kriterler özellikle Türkiye için konjonktürel olarak değişmektedir.
Bilindiği gibi, AB'nin genişleme gündemi, üye ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanlarınca kararlaştırılıyor. Bu konuda da zaten oy birliği gibi zorlu şartlar bulunuyor.
Genişlemenin hızı konusunda zaten Birliğin hazmetme kapasitesi birincil etkileyici faktör olarak görülüyor.
Bu konuda üye olacak ülkenin nüfusu, Birliğin öngördüğü olmazsa olmaz değerinde kriterler keza Avrupa Birliği'nin kendi içinde ve üye ülkelerle çözümü çok zor kimi meseleler ön plana çıkıyor.
Bilindiği gibi, neticede İngiltere ile olan anlaşmazlık yani Brexit adı verilen ve İngiltere'nin birlikten ayrılma kararı ve bu kararın yürürlüğü için anlaşmalar gereği bir sürenin öngörülmesi, bir de İngiltere'de siyasal olarak bu konuda farklı düşünen siyasal yapı ve kamuoyu tavrı Birliğin geleceği hakkında şüpheler uyandırıyor. Tabii ki sadece İngiltere değil. Bazı başka ülkelerde de benzer fikirler ve temayüller oluşmaya başlamış durumda.
Türkiye işte böyle bir Birliğe girmek için gereken her şeyi yapmaya çalışıyor.
Yarın bu konuya önemine binaen devam edeceğim efendim.