Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğalgaz aramalarına hiç bir haddi ve hakkı olmaksızın karşı tutum sergileyen Fransa'nın acemi Cumhurbaşkanı şu sıralar ne yaptığını ve niçin yaptığını bilemez durumda.
Akdeniz'e sahili bulunan ülkeleri toplantıya çağırıp kafasındaki kirli planları kabul ettiremedikten sonra, konuyu Avrupa Birliği mekanizmalarıyla isteği doğrultusunda bir sonuca götürmek için tam bir zavallı çaba içine girmiş bulunuyor.
Yunanistan'ı sevdiğinden ve korumak istediğinden ya da Yunanistan'ın haklı olmadığı bir davada arkasında duruyormuş görünümü vererek savaş uçağı ve silah satmaktan öte bir gayesi olmadığı apaçık ortada iken, Avrupa Birliği'nin başta Almanya olmak üzere diğer ülkelerini kendi tek yanlı çıkarlarına alet edebilmesi imkansız görünüyor.
Türkiye'ye ambargo uygulanmasını istiyor. Ama bu ambargonun sebebini kendisinin bile izah edemeyeceği olmayan gerekçelere dayandırma sevdasına düşmüş bulunuyor.
Avrupa'nın önemli üçüncü ülkesi durumunda olan Fransa gibi büyük bir ülkeyi tam bir kaos yuvasına dönüştürdüğü bilinen Macron'un içerideki başarısızlığını ve kaybettiği desteği Yunanistan konusunda uyguladığı politikayla telafi etmeye çalıştığı, apaçık ortada sırıtan yanlış bir tutum olarak değerlendiriliyor.
Avrupa Birliği ülkelerinin Fransa'nın dayattığı mesnetsiz ve asla kabulü mümkün olmayan teklif ve çabalarının Birlik Zirvesinde reddedileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Zira Avrupa Birliği sadece Fransa ve Yunanistan'dan ibaret değil.
Avrupa Birliği politikaları da Birlik üyelerinin tümünü şu ya da bu biçimde herhangi bir üyenin çıkarlarına angaje olmaya amade duruma getirmeye müsait olamayacak siyasi olgunluktadır.
Fransa'nın acemi Cumhurbaşkanı Yunanistan'a askeri malzeme satabilme adına diğer Birlik üyesi ülkelerin itibarını ve reyini kullanma kurnazlığına yeltenmesine itibar edilmeyeceği açıkça görülecektir.
Peki Fransa bunu neden yapıyor?
Mesela Kıbrıs'a gidip Güney Kıbrıs Rumlarından askeri uçaklarına inip kalkma izni istemesinin ve burada bir üs edinmesinin bu ülkeye herhangi bir faydası olacak mıdır?
Dahası bu konu Avrupa Birliği'nin diğer ülkelerince nasıl dğerlendirilecektir?
Kıbrıs konusundaki tüm anlaşmalara aykırı olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile bu konuda anlaşması Fransa'nın Kıbrıs Adası'nın siyasal statüsüyle nasıl izah edilebilecek bir durumdur?
Kıbrıs'ın önemli " GARANTÖR " ülkesi İngiltere'ye rağmen Ada'da askeri unsur bulundurabilmesi uluslararası yasalara göre de nasıl izah edilebilecek bir emrivaki ve tehlikeli bir durumdur?
Fransa'nın acemi Cumhurbaşkanı bunları Avrupa Birliği'nin diğer ülkelerine nasıl izah edebilecektir?
Daha bir çok soru, Fransa'nın hadsiz, haksız ve sonuç alması son derece zor bir tavır içinde olduğunu açık bir biçimde göstermektedir.
En önemli şey ise, Fransa'nın anlaşılmaz bir biçimde NATO içinde müttefik olduğu Amerika'dan sonra en güçlü askeri yapısıyla bilinen Türkiye'yi gözden çıkaracak kadar akılla izahi mümkün olmayan bir yola girmesidir.
Fransa'nın Türkiye ile olan ekonomik ilişki ve karşılıklı çıkarları ise ihmal edilmesi ve yok sayılması imkansız çok önemli başka bir durumdur.
Bu tutumuyla Türkiye - Fransa ilişkilerini zehirleyen Cumhurbaşkanı Macron'un hayatının en büyük hatasını yaptığını O'na gösterecek bir irade Avrupa Birliği'nde mevcuttur.
İngiltere'nin ayrılmasıyla zaten bir kolu kopmuş sakatlık halinde bir Avrupa'nın Türkiye'yi ihmal edebilmesi imkansızdır.
Fransa büyük bir yanlışın içinde olduğunu yakın zamanda apaçık görecektir.
Ama zarar verdiği şey, önemli bir Müttefikini uzun süre düzeltilemeyecek bir siyasi küskünlüğe sevk eden Fransa gibi önemli bir Avrupa Devletinin çıkarlarını sıkıntıya sokmuş olmasıdır.
Fransız halkı bunun hesabını sorabilecek olgunluğa sahiptir.