İstanbul'un Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu şimdiye kadar hiç alışılmadık bir zorlukla karşı karşıya.
Doğrusunu isterseniz, İmamoğlu'ndan daha iyi bir performans bekleyenler de aslında hayal kırıklığına uğrayabileceklerini hiç hesap etmemişlerdi.
Hatta belli bir kesim O'nu Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyi daha seçildiği gün uygun görmüşlerdi.
Ama kısa zamanda Ekrem Başkan'ın müzmin muhalefetin beklentilerini karşılayabilecek bir performansa sahip olmadığı tartışılır oldu.
Bunun sebebi Başkan'ın Belediyedeki uygulamaları ve yönetim biçimidir.
Doğrusu daha genç yaşta yakaladığı bu imkanın hakkını verebilecek bir durum gözetlenemiyor.
MECLİSİNİ MAHKEMEYE VEREN BAŞKAN
İstanbul'un Başkanlığına seçildi ama, bilindiği gibi Belediye Meclisi'ndeki çoğunluk AK Partide. Buna ilaveten başka muhalif parti grupları da bulunuyor.
Bilmiyorum ama kendi Belediye Meclisini Mahkemeye veren ilk Başkan'ın Ekrem İmamoğlu olduğunu sanıyorum. Daha önce böyle bir şey duymadım.
İmamoğlu Belediye Meclisi'nin aldığı kararlardan dolayı İstanbul İdare Mahkemesi'ne tam 8 dava açmış.
Son olarak açtığı davaların konusu, iki imar değişikliği ile bir kiralama ve tahsis kararı imiş. Davalardan önce Meclis'in kararını onaylamamış. Ama Meclis ısrarla kabul edince de İstanbul 6. İdare Mahkemesine başvurmuş. Kendi Meclisi aleyhine dava açmış yani.
Kanunlarımız Büyük Şehir Belediye Başkanlarına bu hukuk yolunu açık tutmuş.
Ne var ki, İstanbul gibi bir metropolün Belediyesi böylesine mahkemelik olursa nasıl sağlıklı hizmet yapabilir?
Başkan Meclis kararı gerektiren hangi konuda kendi tasavvuru sebebiyle hizmetlerini kolaylaştıracak olumlu kararlar alabilir?
Başkan ile Meclisi böylesi bir mücadeleye girişir ise, Mahkemelik olur ise, nasıl sağlıklı ve olumlu hizmet beklenebilir?
Ekrem Başkan'ın bu tutumu devam eder ve açtığı davaları da kaybeder ise işi çok zorlaşacaktır.
Belediye Meclisinde bütün İlçelerin Belediye Başkanları da görev yapıyorlar. Onlar kanunları bilmiyor da, içlerinde çok tecrübeli olanlar kanunlardan habersiz de sadece Ekrem Başkan mı biliyor işi?
Doğrusu bu tavırlarıyla çok olumsuz düşüncelere ve aleyhine kanaatlere yol açıyor.
Üstelik de Türkiye'ye Cumhurbaşkanı Adayı olarak lanse edilmesinin üstüne bu uygulamaları ile, kendiliğinden bütün kredilerini bir yıl gibi kısa bir zaman içinde kaybediyor.
Bilmem farkında mı?
Bir Belediye'nin Meclisini olması gerektiği gibi yönetip istediği kararları aldıramayan ve Mahkemeye koşan bir Başkan'a şayet Cumhurbaşkanlığı seçiminde Aday olursa vatandaş oy verir mi?
Ben Aday olabileceğine de inanmıyorum da, hani bu olanlardan sonra böyle düşünmek zorunda kalmış bulunuyorum.
Haksız mıyım acaba?