BBC WORLD'un Internet medyasında bir Siyonist beslemesi olan JONATHAN MARCUS'un, Türkiye aleyhine son yazılarından birinde, Silahlı Kuvvetlerimizin Suriye'deki PYD/YPG/PKK silahlı yapılanması ve Amerika desteğinde kurmaya çalıştığı " Butik Devlet " yapılanmasına karşı başlattığı BARIŞ PINARI operasyonuna dair kaleme aldığı çirkin makalesine kendi dilinden bitişik sütunda kısa bir cevap yazdım.
Amerikan basınında bu alçak satılık yazarların FETÖ örgütünün Pensilvanya merkezinden de epeyce yallanarak beslendiğini biliyoruz.
MARCUS Suriye Harekatımızla alakalı olarak sözüm ona Kürtleri savunan ifadelerle bu ülkede olup bitenlerin hiç birini dürüstçe değerlendirmeye almadan Türkiye'yi suçlamasını aslında çok görmemek lazım. Çünkü Amerikan kamuoyunu yönlendiren tüm medya kuruluşları Siyonistlere hizmet etmekte, İsrail'in gelecek planlarına alt yapı oluşturmak için " Paralı köpeklik " yapmaktadırlar.
Esasen anlı şanlı Amerikan Kongresi ve Temsilciler Meclisi'nin de Siyonizm boyunduruğundan bir türlü kurtulamayan adamlarla doldurulduğu da malumdur.
Amerikan ulusunu temsil için bu meclislere gönderilen tüm üyelerin Amerika'nın menfaatlerine çalışma esas olmak kaydıyla, her birisinin bir başka ülkenin parayla lobi faaliyetlerini yürüten parayla satın alınabilen kişilerden oluştuğu da bilinmektedir.
Böyle bir Amerika'ya paradan başka bir değeri tanımayan Başkanların seçilmesi de normal olmaktadır.
Trump bunlara en tipik örnektir.
Dünyanın bir numaralı emperyalist devleti olan Amerika, bu gün tüm dünyanın haracını yiyen ve tüm dünyanın bir numaralı huzursuzluk ve korku sebebi olan bir " Vahşi " yapı fotoğrafı vermektedir.
Dünyanın tüm zenginliklerini kendileri için var olmuş sayan bu vahşi yapıya, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Rusya dışında tüm dünya adeta teslim olmuş durumdadır.
İnsanlık değerlerinin bu modern çağda yok edilmesine yardımcı olan en önemli amil MEDYA'dır.
Dünyanın tüm ülkelerinde MEDYA ve BASIN kuruluşları Amerika'nın kontrolunda, güdümünde veya istisnai olarak da farkına varmadan hizmetindedir.
İletişimin bu denli önemli olduğu çağımızda Medya'yı kendi çıkarlarına kullanan ülkeler küresel çapta hakimiyet kurabilme imkanına sahip olmaktadır. Amerika bu konuda başta sayılabilecek bir süper güç kaynağıdır.
Amerika'nın bunca serpilmesi ve tüm dünyada çok kötü işler yapıyor olmasına karşı bu ülkenin medya organlarında Yönetim aleyhine hiç bir dik duruş ve yönlendirme veya etkileme görülememektedir.
Güya demokrasisi ile de bazılarının örnek gösterdiği bu Amerika'da, Başkan Trump'ın Gazetecileri basın toplantılarında ne kadar kötü ve galiz bir üslupla azarlayıp hakaret ettiğini çok gördük.
Bu gayri medeni tavırları fütursuzca sergileyen bir ABD Başkanı'nın günde bir kaç defa birbiriyle çelişen açıklamalar yapmasına hiç bir ciddi tepkiyi gösteremeyen basın yayın kuruluşları, söz konusu başka ülkeler olunca birden bire karşımıza medeni ve demokrat sivil kurumlar olarak çıkıyor.
Maalesef zehirli güç işte böyle bir şey.
İşte bu gün Türkiye böyle bir Amerika'ya ve Batı dünyasına rağmen Suriye'de hiç kimsenin ne dediğine bakmaksızın kendi ulusal çıkarlarının gereğini yapıyor.
Bu sebepledir ki, yabancı basının ve bunları tümüyle kontrolunda tutan kamuoyu odaklarının ve de Hükümetlerin ne dediği hiç de önemli değildir.
Türkiye iyi yoldadır ve kimseyi işine karıştırmadan hedeflerine yürümeye devam etmelidir.
Atalarımızın bir sözü vardır: İt ürür kervan yürür diye. Bunu hiç unutmayalım.