Üst üste yaşanan seçimlerden siyaset yorgunu olan ülkemizde hala bir kafa karışıklığı yaşandığını görmek üzücü bir durum.
Bu konuları ülkenin daha önemli işleri dururken tartışmak istikrar açısından ve ülkemizin ekonomik durumu açısından da olumsuzluklar içeriyor.
Henüz Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin yasal alt yapısı tamamıyla yerine oturtulmadan yeniden eskiye dönmek gibi kimi garip arzu ve iddialar da işin anlaşılması zor yanı.
Üstelik de bu demokratik geçişin mimarı ve onaylayıcısı bizatihi Millet olduğu halde, anlamsız tartışmalarla ülkede huzursuz bir hava yaratılmasına sebep olanların bulunması da talihsiz bir durum.
Zamanında yapılması halinde 2023 genel seçimlerinin artık konjonktürel olmaktan çıkarılması şarttır.
Ülkemizin gerçekten bir beka sorunuyla karşı karşıya bulunduğu ve bunun kendi elimizde olmayan sebeplerle ve bir başka deyişle Hükümetten kaynaklanmayan kimi önemli dış gelişmelerle ve sebeplerle meydana geldiği bilinen bir gerçektir.
Ne İktidar ve ne de Muhalefet bir erken seçimi tartışmanın boşuna olduğunu bildiği halde, Muhalefetin " Millet zorlarsa o da olabilir " diye topu nereye varacağı belirsiz bir yöne atması da anlaşılabilir bir durum değildir. Hatta bir siyasal sorumsuzluk ve bu meseleyi hafife alma tutumu olarak da düşünülebilir.
Kim ne derse desin, artık yapılacak genel seçimin sadece bir " Cumhurbaşkanlığı seçimi " ne dönüşmesi ve adının böyle telaffuz edilmesi de tuhaf.
Oysa yeni sistem gayet net bir biçimde Parlamento'yu asli görevinde olumlu bir pozisyonda Anayasal zeminde ikame etmek, Hükümet ve Başkanlığındaki Hükümet icraatlarını olması gereken yasal zeminde oluşturup, Cumhurbaşkanı'nın da icraatlarından dolayı hesap verebilirlik esasına dayalı bir düzeni oluşturmak asıl hedef olmalıdır.
Türkiye bu yeni sistemi olması gerektiği gibi işletecek bir siyasal yapıya da muhtaçtır. Bunu sağlayacak olan da tüm siyasi partilerdir.
Yeni sistemle koalisyonlar dönemi tamamen kapanmıştır. Sürekli ifade edildiği gibi, serbest seçimler sonucu halkın yüzde 51 oyunu alabilen kişi Cumhurbaşkanı olacak ve Hükümeti kuracaktır. Hükümette kimlere görev verileceği ise Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı'nın takdirine kalmış olacaktır.
SİYASETİN PORTRESİ
Türkiye siyasetinde yeni parti oluşumları ve yeni, hatta beklenmeyen ittifakların ortaya çıkması ihtimali, sistemin sürekli istikrar açısından olumsuz bir durum meydana getirmesi en çok endişe edilen husus olması gerekirken bu durum pek de derinlemesine düşünülemiyor gibi.
Hali hazırda CHP ve İYİ Parti açıktan ittifak halindedir. Bunlara Saadet Partisi ve perde arkasına gizlenip ülkeye şekil vermeye çalışan Kandil'in siyasal uzantısı ve örgütü HDP de dahildir.
Şimdi deniliyor ki;" Hedef Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmek ve ülkede bir iktidar değişikliğini sağlamaktır. Bunun için Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül desteğindeki Ali Babacan partisinin de CHP 'nin başı çektiği gruba dahil olup büyük bir cephe oluşturması muhtemeldir."
AK Parti'nin ise MHP ve Büyük Birlik Partisi ile bu grup karşısında zorlu bir seçime girerek muhtemelen en iyi ihtimalle ikinci turda seçimi kaybetmesi gibi bir durum olabilir. Böylece Tayyip Erdoğan'ın şahsına yönelik anlaşılmaz bir kin ittifakı sonuç alır.
Yanıldıkları noktalar ise şunlardır ve bunu hesaba katmıyorlar.
1- Bu Millet istikrara oy vermesini çok iyi bilir: O sebeple muhalif tüm parti ve hareketlerin sandıkta çok ağır bir darbe yemesi muhtemeldir.
2-CHP'nin önderliğini yaptığı Millet İttifakı, esasen konjonktürel bir ittifaktır. CHP son yerel seçimlerde HDP ile perde arkasında oluşturduğu gibi bir seçim ittifakına gidemeyecektir. Buna tevessül etmesi bile İYİ Parti'yi tiksindirecek bir durum olacak ve o ittifak çökecektir.
3- 2023 seçimini sadece yüzde bir'lik bir farka dayandırıp iktidar olmayıhayal edenlerin sadece kendi oylarını alıp ortada çıplak bir zaafiyetle öngördüğü hedeflere ulaşmasının hayal olduğunu sonuçlar açıklandığında göreceklerdir.
Kısaca özetlemek gerekirse, Milletin güvenebileceği yegane sağlam ittifakın Cumhur İttifakı olacağı gün gibi aşikardır.
Zira Milletimiz geçmişin siyasi maceralarından çok zarar görmüş, ülkemiz istikrarı yeniden yakalayabilmek için hayli fedakarlıklara katlanmıştır.
Yapılacak genel seçimlerde Milletimiz sürpriz bir biçimde yine istikrarı oylayarak, gelişme ve kalkınma yolunda bir tökezleme olmaksızın yoluna devam etmenin zaruretine dair siyasi tercihini yapacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmaması gerekir.
Şimdiden 4 yıl sonra yapılacak bir seçim için fazlaca yorum yapılması da esasen buz üstüne yazı yazmaya benzer.
Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.