1999 yılının 17 Ağustos gecesi meydana gelen ‘Marmara Depremi’nin üzerinden çeyrek asra yakın zaman geçti.
Bugün 24 bin insanımızın enkaz altında kalarak can verdiği o gecenin 20’nci yıldönümü!
Bilim insanlarının olası büyük İstanbul depremine ilişkin uyarıları eşliğinde!
Ne diyordu, yerli ve yabancı bilim insanları?
Şunu diyordu:
“İstanbul depreminden kaçış yok! Bilmediğimiz sadece ne zaman olacağıdır!”
Ardından ekliyorlardı:
“Can kaybını azaltacak tüm önlemler zaman yitirilmeden alınmalıdır!”
Hala da böyle diyorlar.
İşte bu konuda dün medyaya yansıyan bir haberin özeti:
*
“Yerbilimleri araştırmalarıyla dünyanın önde gelen kurumlarından sayılan Potsdam merkezli Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin (GFZ) uzmanlarından Prof. Dr. Marco Bohnoff, depremin İstanbul merkezine çok yakın bir mesafede yaşanacak olması nedeniyle etkisinin de büyük olacağına dikkat çekti. Bohnogg, tehlikenin her geçen gün daha da arttığının altını çizdi.”
*
Doğrusu merak ediyorum…
Neyi?
Büyük felaketin yaşandığı 17 Ağustos 1999’dan bu yana, olası İstanbul depremine yönelik ne tür hazırlıklar yapıldığını, deprem anına ilişkin ne tür önlemler alındığını?
Başka?
Depreme dayanıksız tüm yapıların tahliye ettirilip, ettirilmediğini? İçinde kurtarma ve acil müdahale malzemeleri bulunması gereken konteynerlerin ve insanların canlarını kurtarmak amacıyla koşacağı toplanma alanlarının nerede olduğunu?
Merak eden sadece ben değilim sanırım.