İstanbul Kartal’da durduk yerde çökerek, 20 insana mezar olan Yeşilyurt apartmanı faciası, olası büyük tehlikeyi bir kez daha hatırlattı.
Şimdi herkes birbirine şu soruyu soruyor:
“Koca bina deprem olmadan çöküyorsa, acaba depremde ne olur?
Bu soruya cevap niteliğindeki açıklamalardan biri de Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan’dan geldi.
Ne mi dedi?
İşte medyaya yansıyan uyarısının özeti:
“İstanbul'un yüzde 70'i kaçak durumda! Kaçak yapıyla dolu… Şu anda kentte yaklaşık 1 milyon 600 bin yapı var. Bu da olası bir depremde en az 1 milyon 100 bin yapının etkileneceği anlamına gelir. Kaçak binaların imar barışına sokulması İstanbul'da beklenen ölüm sayısını ikiye üçe katlayabilir. Bunun bedelini canımızla öderiz.”
Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın hayati önem taşıyan bu ciddi uyarısının benzerini daha önceleri başka bilim insanları da yapmıştı kuşkusuz.
Yerli-yabancı onlarca!
Peki, bütün uzmanların ‘kaçınılmaz’ görüşünde birleştiği olası büyük depremin verebileceği büyük zarara karşı alınması gereken bütün önlemler alındı mı?
En azından bizler, bunca yıldır yapmamız gereken hazırlıkları yaptık mı?
Hepimiz içinde bulunduğumuz binaların depreme dayanıklılık derecesini araştırttık mı? Evlerimizin içerisindeki dolap gibi büyük ve ağır eşyaları duvarlara sabitledik mi? Sarsıntı anında neler yapmamız gerektiğini eksiksiz öğrendik mi?
Yerel yöneticiler bu konuda yapmaları gerekenleri tümüyle yaptı mı?
Tabi ki dahası da var.
Sanırım herkes kendine bu ve benzeri soruları sormalıdır.
Hem de yarını beklemeksizin!
Niye?
Yarın çok geç olmasın diye!