Genelde neden söz edip, dururuz.
Çektikleri geçim sıkıntısından.
Kimlerin?
Dar ve sabit gelirli vatandaşların…
Yani asgari ücretlilerin ve emeklilerin!
Çünkü günümüz koşullarında aldıkları maaşlarla sıkıntı çekmeden geçinmeleri mümkün değil.
Ne deriz?
“Vatandaş açısından ekonomik gidişat iyi değil” deriz.
Aslında ‘vatandaş açısından’ yerine ‘çoğu vatandaş açısından’ dememiz gerekir.
Niçin?
Bazı vatandaşlar açısından ekonomik gidişat çok iyi olduğu için.
Diyeceksiniz ki;
Neden söz ediyorsun?
Diyeceğim ki;
Bir yüzü yoksulluk olan madalyonun diğer yüzündeki zenginlikten.
Bu ne demek?
Ülkemizdeki milyoner sayısı artmaya devam ediyor demek.
İşte önceki gün medyada yayınlanan bu konudaki haberin özeti:
*
“Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı eylül sonu itibarıyla 206 bin 889 düzeyinde gerçekleşti. Geçen yıl sonunda 180 bin 126 olan milyoner sayısı, 9 ayda 26 bin 763 kişi arttı. Milyonerlerin toplam mevduatı eylül sonu itibarıyla 1 trilyon 255 milyar 273 milyon liraya ulaştı. Böylece milyoner başına düşen ortalama mevduat, 6 milyon 67 bin lira oldu.”
*
Demek ki neymiş?
Eski para birimimize göre trilyoner olan milyoner sayımız, 9 ay gibi kısa sürece 26 bin 763 kişilik artışla 206 bin 897 olarak belirlenmiş!
Hayırlı uğurlu olsun.
Bu ülke ekonomisi açısından sevindirici gelişmedir.
Ama tabi ki kendileri açısından ekonomik gidişat iyi olan milyonerlerimizin sayısı ile aksi durumdaki insanlarımızın sayısını kıyaslamak mümkün değil.
Neden?
Onların sayısı binlerle değil, milyonlarla ifade ediliyor da ondan!