İnsanın aklı almıyor.
Neyi?
Bazılarının yolda yürürken ‘şap’ diye yere tükürmesini hatta sümkürmesini!
Sokağın orta yerine…
Çevrede birçok çöp bidonu, çöp torbası dururken, belki de cebinde mendili varken.
İnsan, düşünür be!
Neyi?
Bir çocuğun, tesadüfen mikrop yuvası o tükürüğün –sümüğün üzerine düşüreceği bir şeyi tekrar eline alıp, orasına-burasına sürebileceğini!
Ama bazılarında nerede o düşünce!
Galiba lazım.
Diyeceksiniz ki;
Lazım olan ne?
Diyeceğim ki;
Tükürük cezası!
Sakın ola ki espri yaptığımı sanarak, gülüp geçmeyin.
Niçin?
Böylesi ceza, yıllar önce uygulandığı için.
Nerede?
İstanbul’da…
Evet, 1957 yılında İstanbul’da hem vali, hem de belediye başkanı olarak görev yapan merhum Mümtaz Tarhan ‘tükürük cezası’ uygulattı.
Cezanın bedeli ise 5 liraydı.
Yani, zabıta görevlileri sokaklara tükürenlerin yakasına yapışıyor, bu kişilere 5 lira tutarında para cezası kesiyordu.
İnternetteki bilgilere göre, o tarihlerde ekmek 10, rakı 90, döner kebabı ise 15 kuruştu.
Düşünebiliyor musunuz; bir porsiyon dönerin 15 kuruş olduğu dönemde, bir tükürüğün cezası tam 5 liraydı.
Hadi bakalım, tükürsün!
Görüyorsunuz değil mi, bazılarının sergilediği vurdumduymazlık, insana neleri düşündürüyor.
*
Değerli okurlar, bugünkü yazının konusu biraz mide bulandırıcı olsa da yazmak gerekirdi sanırım.
Niye?
Çevre temizliği ve insan sağlığı çok önemlidir diye!