Ara sıra arayıp halimi hatırımı sorma nezaketini gösteren bir değerli okurum, telefonun diğer ucundan şöyle diyordu:
“Hüseyin Bey, emekli bir öğretmen olarak beni çok üzen bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Bilmem televizyon kanallarında yayınlanan bilgi içerikli programları izliyor musunuz?“
Ardından ekliyordu:
“Bazı okumuş genç yarışmacılar var ki ilkokul mezununun dahi cevaplayabileceği bir soruya doğru cevap veremiyor. Bu durum, yaşamının çeyrek asırdan fazlasını eğitimci olarak geçirmiş bir insan olarak beni çok üzüyor. Gençlerimizin bir kısmında korkunç düzeyde bilgi yetersizliği var. Antalya’nın ülkemizin hangi bölgesinde olduğu sorusu nasıl cevaplanmaz? Dahası saymakla bitmez. Acaba söyledikleri gibi, heyecandan mı diye de düşünüyorum. İnşallah öyledir.”
*
Kendi deyimi ile emekli bir öğretmen olan değerli okurum işte bunları söylüyordu.
Haklıydı!
Kendisine şöyle dedim:
Hocam, ben bu konuya hayli zaman önce medyada yayınlanan bir yazımda dikkat çekmiştim.
Şimdi, değerli okurumun ricası üzerine, bilgi yarışmalarında sergilenen bilgi yetersizliğini konu alan o yazımın bir bölümünü sütunuma taşıyorum.
İşte o yazım:
Diyeceksiniz ki;
Hani nerede?
Diyeceğim ki;
Yarını bekleyin!
Niçin?
Satırlar fazla uzadığı için.